"Biz Kartalız...Ölüm kokarız, barut kokarız, kan kokarız anlıyor musun? Bu yuvaya girmek ölüm demek!"
Genç kadın dolu gözlerle buruk bir şekilde tebessüm etti. Kendini büyük bir arzuyla ölümün kollarına bırakmaya razıydı; kendini yuvaya adamaya hazı...
Asena, yere atılan pakete bir süre baktı ardından tedirgin bir biçimde uzanıp eline aldı. Kutuyu açmak istemedi, içinde zarar verecek bir şeyler olabilirdi. Kutuyu salladı ve içinde kağıt benzeri bir şeylerin sürtündüğünü hissetti. Hızlıca tek seferde açtı. İçinde resimleri vardı, kendi resimleri. Her ne yaptıysa resimlenmişti. Arkasındaki evin merdivenlerine oturdu, kutunun içindeki resimleri tek tek alıp incelemeye başladı. Resimlere baktıkça sinirden gözleri doluyordu. Beyninde öfke ile çakan şimşekleri hissediyordu. Ayağa kalktı kutunun dibine yapıştırılmış ufak bir not vardı. Notun altında Alex'in ismi vardı. Şöyle yazıyordu.
"Ölüm kadar yakınım... Bir gün tekrar nefesimi boynunda hissedeceksin."
Asena kutuyu öfkeyle yere fırlattı, sinirden gözünden bir damla yaş süzülmüştü. Kendi etrafında dönüp saçlarını geriye attı. O herifin buralarda bir yerde onu izlediğini biliyordu. Geçmiş bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı, kendi etrafında dönüp bağırmaya başladı.
"BURADA BIR YERDE OLDUĞUNU BiLiYORUM, PİÇ! "
"GEL DE AL!"
"ALSANA BENİ HADi!"
"HADİİI! HADİ!!"
Nerdeyse bağırmaktan boynu kızarmıştı, sesi yankı yapmıştı. Kendini bitmiş hissediyordu ama yere düşmeyecekti. Elindeki resimleri sıktı ve hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı. Dudakları titriyordu. Yine kendini gergin hissettiğinde söylemeye başladığı şarkıyı söyledi.
(Teoman- Çoban yıldızı)
"Yüzüme bilmeden, daha deniz görmeden, hiç güneşte yanmadan. Şimdi ölmek istemem, bir kalbi sarmadan.."
Gözlerini yumarak şarkının nakaratını defalarca tekrar etti, öfkeden bir damla yaş süzüldü gözünden ama yine de ısrarla devam etti söylediği şarkıya. Onu korkutan hatta ani refleks ile hareket yapmasına neden olan bir el durdurdu onu. Çok korkmuş olacak ki hızlı bir refleks ile elini sahibini duvara yapıştırdı. Artık huy olmuştu.