♧GİRİŞ♧

23.6K 706 111
                                    

Bu hikaye, mermi yağmurunda gül olana, ölüp yan yana gömülen dostlara

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu hikaye, mermi yağmurunda gül olana, ölüp yan yana gömülen dostlara...
Aşık olup, kaybedenlere...
Aşık olup, şimdi cellat olanlara....

Vatanını savunurken sevdasından olanlara, mahşere kalanlara...
Yuvaya, bayrağa, kanlı bereye yazılmıştır...
♧♧
*

TEKRAR YAYINLANMAYA BAŞLAMIŞTIR/ BİRİNCİ KİTABIN FİNALİ SONRASI, TÜM KİTAP YAZIM DİLİ VESAİRE ÜZERİNE DÜZENLEMEYE ALINACAKTIR. Sizi şimdiden çok sevdim, iyi okumalar palamutlarım🥹

♧♧

Her sabah yeni bir gün doğdu, biz büyüdük, savaştık, bazen toprağa düştük ama yine de sevdik...

Ölüm. Tek kelime, yaşarken ölenler, uğruna kaybedecek hiçbir şey olmayanlar... Elfida olanlar.

Kaç kere ölür ki insan? Kaç tane isme sahip olur? Kaç kere çocukluğu parmakları arasından kayıp gider? Hepimiz çocukluğumuzu avuçlarımızın içinde saklayıp ona sığınmak isteriz. Ne tuhaf değil mi? Küçükken büyümek için çırpınıyoruz, büyürken de çocukluğumuzun dizlerine kapanıyoruz... Şimdi ben çocukluğuma değil, kanlı gençliğime sesleniyorum;

Korkma. Artık korkacak hiçbir şeyin kalmadı, hiç kimse saçlarına dokunmuyor. Kimse seni tanımıyor. Hatırlıyor musun? Eskiden sayısızca kimliğe, kişiliğe sahip olmak isterdin, çeşit çeşit meslek yapmak isterdin. Başardın. Bir sürü kimliğin var, her gün bir kimliğinin üzerine toprak atıyorsun. Fakat ellerin biraz kanlı, ruhun biraz yaralı, canın biraz yandı ama iyileşmeye başladın. Belki yanlış ama öldürdükçe için soğudu ama öldürdükçe güçlenmedin, bunu bil. Canın eskisi gibi tatlı değil. Üç bıçak, iki kurşun yaran ve girdiğin bir koma olacak ama korkma, ölmedin ve ölmeyeceksin. İsminin hakkını veriyorsun, gerçekten gözden çıkarıldın...

Elfida olmak diye bir gerçek vardı. Bana hoşgeldiniz, Elfida olan ve zamanında Elfida olmuş herkes için...

Normal insanlar bir isimle yaşar ve o isimle ölürlerdi fakat istihbaratçılar, yani ülkenin bilinmeyen, karanlık yüzleri öldükleri an yeniden doğarlardı. Cenazelerini uzaktan usulca izlerlerdi, kendilerini gömdükleri an sevdiklerini de gömerlerdi ve arkalarına bakmadan uzaklaşırlardı. Hayatımdan kaç kişi çıktı, bilmiyorum. Her biri çıkıp giderken bir canavarla vedalaşır gibi gidiyordu, bu kadarını hak etmemiştim. Sahi, ben bir canavar mıydım?

Yürüdükçe ayaklarıma çarpan su damlalarını önemsemedim, insanlar bana bakmaya başladıkça adımlarımı hızlandırdım. Sanki ben hızlandıkça daha fazla bana bakıyorlardı, acıyormuş gibi bakıyorlardı. Asıl ben onlara acıyordum.

Beyoğlu'nun sokaklarında ilerlemeye devam ettim, İstanbul'un en kalabalık yerlerinden biriydi. Gerçi İstanbul'un kalabalık olmayan yeri yoktu. İstanbul, bu sokaklar, bu insanlar... Nil Karaibrahimgil'in şarkısında dediği gibi, geceleri masal olur, girmezsen koynuna, dolanıverir boynuna...

KARTAL İHTİLALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin