2.YUVAYA ADIM

17.4K 795 542
                                    

Bu hikâyede bulunan kurum, kuruluş ve kişilerin gerçeklikle alakası yoktu, tamamen kurmacadır. Bu kurgu, vatan uğruna can vermiş yeşil berelilere yazılmıştır.

"Bütün fırtınalar hayatınızı bozmak için gelmez, bazıları yolunuzu temizlemek için gelir."

-Paulo Coelho-

-Paulo Coelho-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♧♧

Her fırtına öylece hayatımızdan gelip geçmez. Bazı fırtınalar sizi yerinizden eder ama ettiği yerden daha yüksek yerlere çıkarır; bazı fırtınalar, son bulur dediğiniz her duyguyu yeniden açığa çıkarır... Fırtınadan korunabilirsiniz ama kaçamazsınız.

Genç adam ile İrem bir süre göz göze gelmiş halde kaldı. Kollarının arasında olan kişiyi ergen bir kız çocuğu sanarken genç bir kadın görmesi, onu bozguna uğratmıştı. Ee hanımefendi sen eşek kadar kadınmışsın...

Aslında masmavi okyanusu andıran gözleri, hokka burnuyla ve bal köpüğünden hallice kızılı andıran kahküllü saçlarıyla bir kız çocuğunun tatlılığına sahipti. Sinir bozucu bir şirinliği vardı. İrem Koç, sevmediği insanın imtihanı olan kızıl canavar. Kaan, bu kızı daha önce gördüğüne emindi. Sadece bir türlü çıkaramıyordu.

Genç adamı şaşkınlığından uyandıran şey ise İrem'in cıyaklaması olmuştu, öyle bir bağırıyordu ki bazı insanlar dönüp tuhaf tuhaf bakıyordu. Sanki adam onu taciz etmiş gibi suratına doğru ellerinin tersiyle vurup onu ittirdi. "Barbar mısın be? Kibar ol biraz! Sapık!" diye çemkirdi, abart kızım. Abartmaya bayılıyorsun.

Genç adam hem yüzüne aldığı darbe ile hem de duydukları ile yeni bir şok daha yaşadı. Sapık mı? Barbar mı? Bu vahşi kız mı ona kibarlıktan bahsediyordu? Tüm medeniyeti ile uyarmıştı bu şeytanı, ama dinlememişti. Hem güzel, hem şirin, hem de şeytan. Kaç oğlum, kaç. Bu kız seni ayakta siker.

Derin bir nefes daha aldı ve sabretmesi gerektiğini kendine hatırlattı.
"Öncelikle sakin olun hanımefendi ve kelimelerinize dikkat edin! Ben sizi gereğinden fazla kibarca uyardım!" Gözlerini irice açıp kelimelerini tekrarladı genç adam. "Kibarca, anlatabiliyor muyum?"

Asena'nın dudakları birkaç santimetre aralanmış, olanları düz bir ifade ile izliyordu. Bu kız yüzünden gerçekten kim vurduya gideceklerdi...
Müdahale bile etmemişti çünkü arkadaşını çok iyi tanıyordu. Yine bir şeyleri abartmış ve karşı tarafın konuşmasına asla izin vermemişti. Fakat kız matematiği arkadaşını savunmayı gerektirirdi. Bu kız matematiği kesinlikle bir gün, bir yerlerinde patlayacaktı...

Çatık kaşlarla ileriye doğru birkaç adım atarken ses tonunu olabildiğince ciddi bir şekilde ayarladı. "Neler olduğunu öğrenebilir miyim? Kimsin?"

Asena'nın sesinden özgüven akıyordu, bakışları oldukça kendinden emin ve keskindi.

Genç adamın da Asena'yla aynı orantıda kaşları çatıldı. Nasıl bir ortama düşmüştü? Bir sarışın, bir egzotik gri saçlı kadın ve kızıl bir şeytan... Sürpriz yumurta gibilerdi. Asena'nın aykırı tarzı genç adamın dikkatini çekmişti. Yani abla, üçünüz burada ne ayaksınız ya? Böyle bir üçlünün Şırnak Beytüşşebap'ta ne işi olabilir ulan!? Doğuya gelen İngiliz ajanı mısınız anlamadım ki... Yardım eden aklıma sokayım.

KARTAL İHTİLALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin