Bölüm 2

1.7K 260 611
                                    

"Merlin should take some of the credit,
turns out he's not always entirely stupid."

Bölüm 2

      Ron ve Harry boş yataklara oturup sessizce beklemeye başlamışlardı. Merlin ise ortamın tuhaflığına aldırış etmemeye çalışıyor, Arthur'u izliyordu.

      Aradan geçen on dakikanın ardından büyük kapı açıldı ve Profesör McGonagall göründü. Gecenin bir saati yatağından kaldırıldığı o kadar belli oluyordu ki... Kıyafetleri, saç şekli, yüz ifadesi...

      "Bir yıl," diyerek girdi içeri, "sadece bir yıl başınıza iş açmayacağınızı umuyordum."

      Oturduğu yerden hızla kalkan Ron, "Bir şey yapmadık ki!" diye savunmaya geçti hemen.

      Harry de yataktan kalkmış, Profesör McGonagall'a odaklanmıştı. "Sadece yardım ettik, Profesör..."

      O sırada ne yapacağını bilemeyen Merlin, dikildiği yerden onları anlamaya çalışıyordu. Arthur'u kurtarmasına yardım edenlere hiçbir şekilde saygısızlık yapmak istemediği için söz verilmeden konuşmamaya karar vermişti.

      Profesör McGonagall bir şey söyleyeceği sırada başkasına ait ayak sesleri duyulunca duraksadı ve Hermione'nin de içeri girmesini bekledi.

      "Hermione," dedi Ron şaşkınca, "burada ne işin var?"

      "Ben çağırdım," diye açıkladı McGonagall. "Eğer bir şeyler dönüyorsa Miss. Granger'ın mutlaka haberi vardır diye."

      Hermione de pijamalarının üstüne cüppesini geçirip gelmişti. Saçları normalde olduğundan çok daha kabarık ve karışıktı. Ron ve Harry'nin yanına ilerlerken ters bakışlar atmayı ihmal etmedi. "Ne karıştırıyorsunuz siz?" diye sordu.

      "Ben de bunu merak ediyorum," dedi McGonagall. Sonra Merlin'e döndü ve dikkatle inceledi. "Kim olduğunuzu ve neden burada olduğunuzu sorabilir miyim?"

      Söz hakkı verilir vermez, "Bu kalenin leydisi olmalısınız," diyerek saygıyla başını eğdi. "Öncelikle çok teşekkür ederim."

      Ron, Harry'nin kulağına yaklaşıp, "Leydi mi dedi o?" diye fısıldadı.

      McGonagall şaşkınca, "Okulun müdiresi Minerva McGonagall," diyerek kendini tanıttı.

      "Ben Merlin," diye kendini tanıttı kısaca.

      "İlginç bir isim tercihi olmuş," dedi McGonagall.

      "Neden?"

      McGonagall, "Büyücü aileler çocuklarına genelde bu ismi vermezler," diye açıkladı. "Muggle doğumlu musunuz?"

      Merlin'in kafası karışmıştı. Ne konuşulduğunu anlıyor ama anlamıyordu. Aradaki iletişim bozukluğunun sebebini çözememişti. Muggle kelimesinin ne anlama geldiğini sormayı düşünürken McGonagall yeniden konuşmuştu.

      "Ayrıca neden burada olduğunuzu sorabilir miyim? Yasak Orman'da ne yapıyordunuz?"

      Merlin bütün kibarlığıyla ve saygılı tavrıyla, "Arthur savaşta yaralandı, ne yapacağımı bilmiyordum," diye açıkladı. Avalon Gölü'nden bu ormana nasıl düştüğünü kendisi de bilmediği için o kısmı şimdilik es geçmeye karar verdi. "Yardım için seslendim ve," diyerek Ron ve Harry'yi gösterdi, "genç arkadaşlar yetişti, minnettarım."

      Bunun üzerine McGonagall, Harry ve Ron'a baktı. "Ve siz o saatte Yasak Orman'daydınız, çünkü?"

      Meraklı bakışlarını arkadaşlarına çevirerek, "Ve beni de çağırmadınız, çünkü?" diye ekledi.

Where Hearts Die | MerthurWhere stories live. Discover now