yedi

1.6K 221 168
                                    

akane'nin cenazesinden üç gün sonra, inui hâlâ kendine gelememişti. onu yalnız bıraktığı için kendini suçluyor, orada olsaydı yaşanan şeyin yaşanmayacağına inanıyordu.

iki gün önce akane'nin odasına girip sinir krizi geçirdiği için şu an kilitli olan kapısının önünde durup derin bir nefes aldı. amacı banyoya gitmekti ama kendi odasından her çıktığında istemsizce buraya uğruyordu.

kapıya tutunmayı bırakıp ağır adımlarla banyoya girdi. klozetin üzerine oturup uykusu açılana kadar beklemeye karar verdi. o sırada cebinden son bir haftadır hiç açmadığı telefonunu çıkardı. kokonoi'ye cevap verecekti. ve akane'nin cenazesine neden gelmediğini soracaktı.

_______________________________________

07 Kasım, 19:35

koko:
inupi, özür dilerim.

13 Kasım, 08:30

inupi:
ne için özür diledin?

koko:
günaydın.

inupi:
sana bir soru sordum.

koko:
bilmiyorum.

inupi:
cenazeye neden gelmedin?
ablam seni severdi.

koko:
gelemedim, üzgünüm.

inupi:
okulda mısın?

koko:
evet.
ama sen iki hafta raporlu değil misin?

inupi:
yazılı raporumu teslim etmeye gideceğim.

koko:
anladım.

inupi:
iyi.
görüşürüz.

koko:
aynen.

(@koko çevrimdışı)

inupi:
ne çevirdin o gün|
bilmiyorum|
ama öğreneceğim|

_______________________________________

okula girdiğinde ilk iş müdür yardımcısının odasına gitti. annesi ve babasından imzalı kağıdı masaya bıraktıktan sonra orta yaşlardaki kadın ona oturmasını işaret etti.

"ablan çok iyi bir kızdı. onu hepimiz özleyeceğiz." dedi yumuşak bir tonda. inui başını sallamakla yetindi. tekrar ağlamamak için kendini sıkıyordu.

kadın, ona bir kutu uzattı. "içinde akane'nin dolabındaki eşyaları var. istersen şimdi al, istersen daha iyi olduğun bir gün alırsın."

"şimdi almasam olur mu?" diyerek ayağa kalktı. buradan bir an önce çıkmak istiyordu.

"tabii, istediğin zaman alırsın."

küçük konuşmanın ardından inui, müdür yardımcısının odasını terk etti. o sırada ilk ders bitimini bildiren zil çaldı.

hızlı adımlarla bir alt kata inip kendi sınıfını buldu. sınıfa girince yerinde oturan kokonoi'yi görünce ona doğru yürüdü.

kokonoi ne olduğunu anlamamış bir şekilde ona bakıyordu. inui, yanına ulaştığında ellerini masasının üzerine koyup kokonoi'ye doğru eğildi. "eşyalarını topla."

anlatamam | kokonui.Where stories live. Discover now