on yedi

1.6K 173 450
                                    

TW: cinsel içerik  ve madde kullanımı

boş kaldırımda yürürken apartmanının girişinde bekleyen inui'yi gördü. gerilse de mecburen yoluna devam etti. eve girmesi gerekti.

inui'nin yanına ulaştığında konuşmadan apartmana girmek üzere yanından geçti. ancak inui onu kolundan yakaladı.

"konuşmak istiyorum."

kokonoi cevap vermedi. inui'nin onu parka çekmesine izin verdi. salıncaklara oturduklarında ikisi de ağır ağır sallanmaya başladı.

"beni neden engelledin?"

"çünkü canımı yakıyorsun." dedi kokonoi, inui'nin yüzüne bakmadan. bakmak istemiyordu.

"sanzu'yla alakası yok mu?"

"hayır yok."

inui sallanmayı bırakıp kokonoi'ye döndü. bir süre diğerine baktıktan sonra yutkunup konuşmaya devam etti. "aranızda ne var?"

kokonoi, "ne gibi?" diyerek sorusuna soruyla karşılık verdi.

"iki kere öpüştüğünüzü gördüm ya hani." dedi, salıncağın zincirini sıkarken.

"seninle de öpüştük."

"aynı şey değil."

"neden?" diye sordu. farkı neydi ki?

"çünkü biz arkadaştık, o bir yabancı."

kokonoi salıncaktan kalkıp inui'nin yüzüne baktı. "benimle konuşma tamam mı? başın derde girsin istemiyorum."

"beni korumana ihtiyacım yok."

"biliyorum, ama izin ver sana son iyiliğim bu olsun."

inui'nin cevap vermesini beklemeden parktan ayrılıp yolun karşısındaki apartmana girdi. ağır adımlarla merdiveni tırmanıp kendini eve attığında kimsenin olmadığını gördü. yine yalnızdı.

kapının önüne çöküp ağlamaya başladığı sırada elektrikler kesildi ve yaktığı ışık kapandı. sinirle ayağa kalkıp duvarı tekmeledi. "bir bu eksikti."

evde elektriksiz yapacak hiçbir şey olmayınca yatağına girdi. telefonuna son kez bakıp inui'nin engellerini kaldırdı. bu günden sonra bir daha yazmazdı zaten.

yorganı başına kadar çekip homurdanarak biraz bekledi. zaten çok geçmeden uyuyakaldı.

o uyurken kapı defalarca çalındı. ancak zil çalışmadığından bir şey duymadı. odasındaki balkonun kapısı açıldığında üşüyerek yorganı biraz daha yukarı çekti. yine de uyanmadı.

"koko." diye fısıldadı biri. ve kokonoi yorganı çekip kim olduğuna baktı. karanlıkta seçemedi. "anne biraz daha ya."

"mal ne annesi?"

kokonoi kendine gelip yatakta doğruldu. bir süre boş gözlerle karşısındaki sanzu'ya baktı. "ne işin var amına koyayım evimde?"

"balkondan girdim."

"umarım biri polisi arar." diyip tekrar yatağa uzandı. sanzu'yla uğraşmak için fazla yorgundu.

sanzu, yatağa atlatıp kokonoi'nin üstüne uzandı. "uyuma."

"yorgunum sanzu. siktir git."

"ama denememiz gereken bir şey var."

kokonoi, sanzu'yu üstünden ittirmeye çalıştı. "git ran'a sor. o dener."

sanzu, cebindeki paketi çıkarıp içinden iki kapsül çıkardı. kapsülü kokonoi'nin dudaklarına götürüp ağzını açması için burnunu sıktı. kokonoi'nin dudakları hava almak için aralandığında kapsülleri kokonoi'nin ağzına itti. daha sonra burnunu bırakıp yutmasını bekledi.

anlatamam | kokonui.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin