on sekiz

1.5K 187 419
                                    

sabah uyandığında elektrikler gelmişti. dalgınlıkla düğmesine bastığı ışık kim bilir kaç saattir yanıyordu. yerinde kıpırdanıp sağına döndüğünde gözüne yastığa yayılmış sarı saçlar çarptı. umursamadan "inui." diyerek yanındaki bedeni dürttü.

beden, inleyerek ona döndü. ve "sussana biraz." dedi. kokonoi şokla gözlerini büyüttü.

"sanzu?"

sanzu cevap vermedi. geniş yatakta kokonoi'yi en köşeye itmiş olmasına aldırmadan yatmaya devam etti. kokonoi hızla ayağa kalktı. ancak üzerinde bir şey olmadığını fark edince yere atılan yorganı alıp tekrar yatağa yattı.

yorganı üzerlerine örtüp bir eliyle sanzu'yu dürttü. "yine ne yaptık?"

sanzu, yüzünü gömdüğü yastıktan kaldırıp ona sırıttı. "bu sefer anal."

"siktir." dedi kokonoi inleyerek gözlerini kapatırken. geçen gece için kendine ne kadar kızsa da aynı şeyi yine yapmıştı. hatta daha fazlasını.

sanzu, kokonoi'nin üzerinden yuvarlanıp yataktan indi. gerinirken saçlarını karıştırıyordu. "acıktım."

"üstüne bir şey giy orospu çocuğu."

kokonoi'ye döndüğünde direkt ona baktığını gördü. "bakma o zaman?"

kokonoi yorganı kafasına kadar çekip bir şeyler homurdandı.

odadan çıktıklarında mutfaktan annesi kokonoi'ye seslendi. "hajime, baban sizi kahvaltıya bekliyor."

koridorda durduklarında sanzu sırıtarak kokonoi'yi dürttü. "babana fuckbuddy olduğumuzu söylemeli miyim?"

"öyle değiliz." dedi kokonoi, sanzu'yu ittirip mutfağa girerken.

geniş mutfağa girdiklerinde babası her zamanki yerine oturmuş, annesi de çayları dolduruyordu.

babası, "arkadaşın kim?" diye sordu.

"sanzu, sınıf arkadaşım."

ikisi de masaya oturduğunda kahvaltıya başladılar. kokonoi'nin babası arada bir sanzu'ya bakıyor, sanzu da aynı şekilde karşılık veriyordu. gergindi.

"yarın karne alıyorsunuz değil mi? bir şey istiyor musun?"

kokonoi başını iki yana salladı. "gerek yok." dedi, bitirdiği tabağına çatalını bırakırken.

"biz odamdayız."

sanzu masadan kalkıp mutfaktan çıktı. kokonoi ise babasının işareti üzerine kalmıştı.

"okula gitmiyor musunuz?" dedi babası tek kaşını kaldırarak.

"hayır, ders yok zaten."

"hajime, devamsızlıklarından haberim yok mu sanıyorsun? hani şu iki gün üst üste olanlar."

siktir, aklından geçen tek şey buydu. babasının bunu bu kadar sakin söylemesinde yatan fırtına öncesi sessizlik algısı korkudan ellerini titretmeye yetmişti.

"kıçınızı kaldırıp okula gidin. derse yarım saatten fazla var, geç kalmak yok."

ve odaya koşup alelacele giyindikten sonra sanzu'yu kolundan kaptığı gibi soluğu okulda almıştı. evden çıkarken götünün attığı üç buçuğu bir koko bir de allah biliyordu.

bahçe kapısından girdiklerinde derse on dakika vardı. öğrenciler sıra olmak için yavaş yavaş girişte toplanıyordu. sanzu önünde bıkkın bıkkın yürürken kokonoi arkada elindeki paket sütü içiyordu. kahvaltıda çay içtiği için annesi çıkmadan eline tutuşturmuştu.

anlatamam | kokonui.Where stories live. Discover now