on bir

1.5K 201 174
                                    

"koko, beni bekle!" sanzu, kabinin içinden bağırdı. beden dersinden sonra soyunma odasındaydılar.

kokonoi, sanzu'nun giyinmesini beklemek üzere duvara yaslandı. soyunma odasında ikisinden başka kimse olmadığı için telefonunu çıkardı ve son gelen bildirimlerine bakındı.

o sırada inui ve kazutora soyunma odasına girdi. inui sınıfın spor başkanı, kazutora da yardımcısı olduğu için geç gelmeleri normaldi.

sanzu, beş dakika içinde kabinden çıktığında inui ve kazutora ayakkabılarını değiştiriyorlardı. "içeride uyudun sandım." dedi kokonoi, üzerinden biriken gerginliği atmak için.  sırtını duvardan ayırıp sanzu'ya doğru bir adım attı.

sanzu sırıtarak ona yaklaştı ve "girip bakabilirdin." dedi, bir elini kokonoi'nin omzuna bastırıp onu tekrar duvara iterken. kokonoi'nin sırtı duvara çarptığında yüzüne yaklaşıp yavaşça dudaklarını yaladı. göz ucuyla inui'ye bakmayı ihmal etmedi.

daha sanzu, kokonoi'nin önünden çekilmeden kazutora, inui'yi kolundan tutup soyunma odasından çıkardı. ikisi gittiğinde sanzu kahkaha atmaya başladı.

"gördün mü? yüzünü gördün mü?"

"sen kafayı mı yedin?" diye bağırdı kokonoi, sanzu'ya yumruk atarken. "ne bok yiyorsun?"

sanzu bir elini karnına bastırıp gülmeye devam etti. yumruk canını yakmamış gibiydi. "sadece merak ettim."

kokonoi tek kaşını kaldırıp yerde oturan sanzu'ya baktı.

"onun da seni sevip sevmediğini."

"siktir git." dedi, ve sanzu'yu soyunma odasında bırakıp koşar adımlarla sınıfa çıktı.

sınıfa girdiğinde inui ve kazutora oturuyorlardı. ama neden yerleri değişmişti? ikisi en arka sıraya geçerken, en arkadaki iki kişi onların yerine gelmişti.

kokonoi etrafına bakınırken inui ile gözleri buluştu. ancak uzun sürmedi. inui hemen başka bir yöne baktı.

sanzu, çok geçmeden sınıfa geldi. kokonoi'nin yanındaki yerine oturup ayaklarını masaya koydu. "çok yoruldum." diye inledi.

kokonoi tepki göstermeyince bir eliyle onu sarsmaya başladı. "küstün mü?"

"siktir git, sanzu."

"bana haru diyeceksin dedim." diyerek kokonoi'nin kolunu sıktı. kokonoi acıyla yüzünü buruştururken arkasına bakıp inui'yi kontrol etti.

kokonoi ona doğru yaklaşıp fısıldadı. "ne istiyorsun?"

"sadece sizinle oynuyorum." sanzu da bir miktar ona yaklaşıp kokonoi'yi taklit ederek fısıldadı.

kokonoi bıkkınlıkla omuz silkip tekrar önüne döndü. sanzu'yla uğraşmak imkansızdı. aklı çok başka şeylere çalışıyordu.

şimdi öğle arasının bitmesini beklerken sırasını karalıyordu. sanzu da yanında telefonuyla uğraşıyordu. o sırada kokonoi'nin cebindeki telefonu titredi.

_______________________________________

inui:
o neydi?

koko:
ne?

inui:
neden öptü seni?

koko:
öpmedi.

inui:
salak mısın amına koyayım?

koko:
yaladı.

inui:
iğrençsiniz.

koko:
pardon?

inui:
katil olduğunu bile bile nasıl onunla takılabiliyorsun?

koko:
bilmem.

inui:
sınıf değiştirmeye ne dersiniz?

koko:
buna sen mi karar vereceksin?

inui:
ablamın katiliyle aynı sınıfta olmak istememekte haklıyım bence.

koko:
sen git o zaman.

_______________________________________

telefonu çantasına atıp sinirle dişlerini sıktı. oturduğu yerde aşağı kayıp başını arka sıraya yaslarken homurdandı. o sırada sanzu'nun bakışları ona dönmüştü.

"ne oluyor?"

"ananın amı." diyerek sanzu'yu tersledi, elini saçlarına atıp karıştırırken kimsenin duymaması için sitemine fısıldayarak devam etti. "hepsi senin yüzünden. başıma ne geldiyse."

sanzu güldü. "abartma koko."

"abartmıyorum. hayatımı siktin."

sanzu da onun gibi aşağı kayıp başını arka sıraya yasladı. şimdi ikisi de tavana bakıyordu.

"çıkışta mikey bekliyor." dedi sanzu, sessizliği bölüp.

kokonoi, hayatındaki tek sorunun sanzu olmadığını hatırlayınca yüzünü ekşitti.

_______________________________________

sanzuyu mixer gibi kullanicam karistirsin ortaligi aslanim

anlatamam | kokonui.Where stories live. Discover now