25

9.3K 633 16
                                    

Oğlum
_________________
Hastanenin önünde arabamda bekliyordum. Ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini hâlâ kestirtmemiştim. Ne yapacaktık ben yaa

Camımın tıklanmasıyla o tarafa döndüm. Selim amir gelmişti. 30 dakika önce onu aramıştım ve acilen gelmesini söylemiştim. Arabadan çıktım.

"Oğlum ne oldu sesin çok kötüydü. Kötü bir şey mi oldu?"

İşte o an onu duymamla sabahtan beri akmayan göz yaşlarım akmaya başladı. Hızla ona sarıldım.

"Kemal ne oldu. Oğlum bir şey desene"

Elleri saçlarıma gitti ve yavaş yavaş okşadı.

"Geçti"

Geçmemişti ve geçmeyecekti de.

"Geçti"

Hâlâ geçmemişti.

Ondan ayrıldım ve akan yaşlarımı sildim.

"Onu gördüm"

O an yüzünün değiştiğine şahit oldum. Çünkü o kimden bahsettiğimi çok iyi biliyordu. Bu hayata beni neyin ağlatacağını çok iyi biliyordu.

"Babam burda"

"H-hastane de mi?"

Başımı evet anlamında salladım.

"Gece dayak yiyen adam oymuş"

Kafasını gökyüzüne çevirdi. Birkaç derin nefes aldıktan sonra tekrar bana döndü.

"Konuştun mu?"

"Hayır...."

Şu an buna hazır olduğumu düşünmüyordum. Ne zaman hazır olurum onu da bilmiyorum.

"Peki içeriye geçelim"

Tam gidecekti durdurdum.

"Bir şey daha var"

Neymiş dercesine bana baktı.

"Bu aradığımız adam C.K. oymuş"

Gözleri hayretle açıldı.

"Ne diyorsun sen evlat. Emin misin"

Başımı evet anlamında salladım.

"Kolunda aynı dövme var Celal'e sordum evet bu o dedi"

Eli koluma gitti ve beni kendine doğru çekti. Kollarını bana doladı.

"Sana söz veriyorum her şey geçecek"

Ayrıldıktan sonra hastaneye girdik ve Cevdet'in bulunduğu kata çıktık. Ayaklarım yavaşlamaya başladı.

"Siz gidin amirim ben burda sizi bekliyorum"

İçten bir gülüşle güldü. Israr etmedi ve babamın odasına doğru yürüdü. Onun içeriye girmesiyle kendimi sandalyeye attım ve kafamı geriye doğru yasladım.

İçerdeydi birkaç adım uzağındaydı. Girseydim içeriye bağırsaydım ona. Niye bıraktın beni! Niye o adamlarla berabersin sen basıl bir babasın deseydim. Küçücüktüm ben lan 10 yaşındaydım hiç mi üzülmemişti bana.

Telefonum çalması bütün düşüncelerimi böldü.

Sergen arıyordu.

"Efendim"

"Abi sen neredesin yaa 4 saattir sana ulaşmaya çalışıyorum"

"Sergen sonuca gel. Başım çatlıyor"

"Bir dövmeci bulduk baya iyi bir yermiş. Yüksek ihtimale burd-"

"Sergen ben adamı buldum"

"Ne zaman"

"Yarın anlatırım. Bizimkilere ve Alaz savcıya söyle yarın sabah toplantı odasında olsunlar"

"Abi ne-"

Bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım. Şu an onu hiç çekemezdim. Tam telefonu cebine koyuyordum ki tekrar çaldı. Hayy sana Sergen.

Ekrana baktığımda Alazın aradığını gördüm. Yazıyı görmemle yerimde dikleştim. Açıp açmamak arasında kararsız kalsam da açtım.

"Efendim"

"Ohh be sonunda sana ulaşabildim. Eğer amacın beni kalpten götürmekse bugün bunu başardın başkomiser"

"Özür dilerim işlerim vardı"

"Sorun değil sevgilim sadece sana ulaşamayınca endişelendim o kadar"

"Tamam"

"Sen iyi misin sesin biraz tuhaf geliyor"

"İyiyim iyiyim sadece biraz yorgunum"

"Nerdesin"

"Sorgu için hastaneye geldim. Sonra konuşsak olur mu? Şu an müsait değilim de"

"Şeyy tabii. Görüşürüz o zaman akşam"

"Görüşürüz"

Telefonu kapatmamla kafamı tekrar geriye doğru yasladım.

Alaza ne diyecektim. Ona nasıl babam bu olayların içinde derdim. Dedikten sonra nasıl onun yüzüne bakardım. Peki ekibim.

Hırsla saçlarımı karıştırdım ve oturduğum yerden ayağa kalktım. Bir ileri bir geri yürüme başladım. Taa ki o seni duyana kadar.

"Oğlum"

Duyduğum sesle ayaklarım otomatikman durdu. Kapı şu an arkamda duruyordu.

"Yüzünü bana dönmeyecek misin?"

"Babana dönmeyecek misin?"

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Arkamı dönmeden konuştum.

"Benim babam 23 yıl önce öldü"

Konuştuktan sonra hızlı bir şekilde koridordan ayrıldım.

Asayiş Ben Kemal | GayTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang