26

9.3K 647 62
                                    

Gerekirse koluna kelepçeyi de takarım
_____________
Alarmımın çalmasıyla tavandaki bakışlarımı telefonuma çevirdim. Ne ara sabah olmuştu. Yataktan kalktım ve direkt banyoya gittim. Banyo yaptım ve üstümü değiştirdikten sonra direkt odadan çıktımı. Anahtarımı almamla evden ayrıldım. Kapıyı kapattıktan sonra kapının kulpuna asılmış poşeti gördüm.

Poşeti alıp açmamla içinde birkaç tane saklama kabı ve küçük bir kâğıt parçası vardı. Kağıdı açtım.

Sevgilim
Seni birkaç kez aradım ama açmadın evine de geldim sanırım evde yoktun. Ben de eski çağlara dönmeye karar verdim:) Bugün annemlere gideceğim bu yüzden seni göremem. Sen de belli ki işten geç geleceksin ve seni tanıdığım için yine yemek yemeyeceğini biliyorum bu yüzden sana güzel yemekler yaptım. Yemekleri yemeden sakın uyuma. Seni seviyorum  .
                                           Seni çok seven sevgilin.

Gülümseyerek okuduğum notu cebime attım. Yanımda olmazsa bile beni mutlu edebiliyordu. Elimdeki poşeti içeriye koydum ve karakola doğru yola çıktım.

Karakola varmamla bizim kata çıktım. Sergen elindeki dosyadan Gözde'ye bir şeyler anlatıyordu!

"Günaydın"

"Günaydın"

"Günaydın"

"Alaz savcı geldi mi?"

"Hayır başkomiserim daha gelmedi"

Gözde'nin konuşmasıyla başımı salladım.

"Tamam savcı gelince direkt toplantı odasına alın. Ben Selim amirin odasındayım"

Onları orada bıraktım ve Selim amirin odasına gittim.

"Amirim günaydın"

"Günaydın Kemal"

Karşısındaki koltuğa geçtim.

"Uyumadın mı dün gece"

Başımı hayır anlamında salladım.

"Uyku tutmadı"

"Kemal bu durum gitgide senin için zor bir hal almaya başladı. İstersen izin al git kafanı dinle."

Hızla yerimden dikleştim.

"Hayır asla! Bu dosya benim için çok önemli. Ben bütün hayatımı bu dosyaya verdim. Bu yolun sonunda babamı da tutuklayacaksam onu da yaparım siz merak etmeyin"

Yerinden kalktı ve karşı koltuğa oturdu

"Onun için demiyorum oğlum sadece üzülme diye"

"Merak etmeyin amirin bana bir şey olm-"

Kapının çalmasıyla sözüm kesildi.

"Gir"

Sergen içeriye girdi.

"Başkomiserim savcı geldi toplantı odasına aldım"

"Tamam geliyoruz"

Sergen'in kapıyı kapatmasıyla yerimden kalktım ve masanın üzerindeki dosyaları aldım ve toplantı odasına doğru yürüdük.

İçeriye girmemle Alazla göz göze geldik. Yüzüme baktıktan sonra kaşlarını çattı. Gözlerimi ondan kaçırdım ve elimdeki dosyaları herkese dağıttım. Sandalyeme geçince hepsinin meraklı gözleri benim üstümdeki.

"Dün C.K. denilen adamı buldum. Adamımız adı Cevdet Aydın"

"S-oyadınız aynı"

Gözde'nin şaşkın sesiyle ona döndüm.

"Evet çünkü kendisi benim babam"

Bunu dememle üç şaşkın bakışla karşılaştım. Alaz yerinde mümkünmüş gibi daha da dikleşti ve bir müddet bana baktıktan sonra tekrar gözleri önündeki dosyaya gitti ve kapağını açtı.

"Biliyorum şaşkınsınız ama şaşkınlığı bir kenara bırakın. Bu adam şu anki şüphelimiz. Kim olursa olsun bizim için hep şüpheli olacak."

Derin bir nefes aldım.

"Elimizde pek bir delil yok. Daha doğrusu hiç yok. Son 23 yılda ne yaptığını bilmiyoruz. Kendisi eski bir istihbarat görevlisi yani işimiz daha zor."

Sergen içtiği suyu masaya bıraktı ve bana döndü.

"Şu an nerede peki"

"Hastanede birkaç gün önce devriyede dayak yemiş bir şekilde bulunmuş"

Sergen başını anladım dercesine salladı ve önüne döndü.

Normalde baya soru sormaları konuşmaları gerekirken kimseden ses çıkıyordu.

"Bakın benim babam olması hiçbir şeyi değiştirmez. Gerekirse ben koluna kelepçeyi de takarım. Ondan bir şeyler yaparken ya da söylerken tereddüt etmeyin. Çünkü ben asla tereddüt etmeyeceğim"

_________

Bir sonraki bölüm için aklımda iki senaryo var ve bir senaryoda bizimkilerin arası bozluyor.

Acaba hangisini yapsam

İtlik yapayım mı:)

Bozayım mı aralarını

Asayiş Ben Kemal | GayWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu