33

7.9K 549 9
                                    

                           Vural ipini çekti
                       _______________
"Vuralı serbest bıraktılar başkomiserim"

Gözde'nin konuşmasıyla başımı tamam anlamında salladım.

"Zaten içerde tutmak için elimizde bir şey yoktu. Ama ensesinde olduğumuzu bilmesi bile yeter bize"

Konuştuktan sonra başımı geriye doğru yasladım. Başım resmen çatlıyordu gün içinde fazla yorulmuştum. Bu iş artık bitsin istiyordum.

"Başkomiserim"

Toplantı odasının kapısının açılmasıyla o tarafa döndüm. Serkan içeriye girdi. Ceren'i izlemeye giden ekipteydi.

"Fotoğraflar"

Elinde salladığı zarfı masaya bıraktı.

Önümdeki zarfı aldım ve çektikleri fotoğrafları incelemeye başladım.

"Başkomiserim vallaha pek bir şey bulduğumuz söylenemez. Kadın sabah açtı kafeyi bir manava gitmek için çıktı o kadar. Bu kadın nasıl Vural'a çakışıyor anlamadım"

Önümdeki fotoğraflarda pek bir şey yoktu. Ben de yanlış yolda olduğumuzu düşünüyorum. Tam diğer fotoğrafa geçecektim ki Sergen beni durdurdu.

"Başkomiserim bu Vural'ın yanındaki adam değil mi?"

Eliyle gösterdiği adama baktım. Harbiden de oydu. Adam Ceren'in yanında duruyordu ama ikisi de meyve seçiyorlar gibiydi.

Fotoğrafı biraz inceledikten sonra gözüme çarpan şeyle Sergen'e döndüm.

"Şu kahverengi şeyi görüyor musun?"

Meyvelerin arasındaydı. Diğer fotoğraflara baktığımda Ceren gidene kadar zarf oradaydı zaten başka fotoğrafta yoktu.

"Bu zarfa ne vardı acaba?"

Sergen'in sorusuyla yerimden kalktım.

"Nereye Başkomiserim"

Sergen'in sorusuyla ona döndüm.

"1-2 saatlik işim var"

Konuştuktan sonra toplantı odasından çıktım. Odamdan ceketimi almamla direkt karakoldan ayrıldım ve gideceğim kafeye doğru sürmeye başladım.

Kafeden içeriye girmemle boş bulduğum bir yere oturdum ve beklemeye başladım.

İçeriye giren Talat etrafa göz gezdirdi beni görünce hemen yanıma geldi.

"Hoş geldin"

Elimi sıktı ve karşıma oturdu.

"Fazla zamanım yok ne söyleyeceksen hemen söyle başkomiser"

Başımı tamam anlamında salladım. Tam konuşacakken gelen garsonla sustum siparişleri alıp gittikten sonra çaylar gelene kadar bekledik. Garsonun çayları bırakıp gitmesiyle konuya girdim.

"Bana yardım etmeni istiyorum"

Dediğim şeyle güldü.

"Bu kadar yolu bunu demek için mi çağırdın. Önceden de dediğim gibi ben kimseyi satmam"

Tam kalkacaktı ki onu durdurdum.

"Bak ikimiz de Vuralı sevmiyoruz. Korhan abin ayrılmak istedi o Vural buna izin vermedi onu öldürttü"

Derin bir nefes aldım.

"Seni de yanında öylesine tutmuyordur seninle işi bitince gözünü kırpmadan seni de harcar"

Güldü

"Merak etme bana bir şey yapamaz"

Çayımdan bir yudum aldım.

"Nasıl bu kadar emisin"

"Orasını boşver sen"

Sandalyede geriye yaslandım.

"Ama elindeki koz seni hayatının sonuna kadar koruyamaz. Ama ben sana bunun güvencesini veriyorum. Benimle iş birliği yap sana yeni bir hayat veriyim. Vural'dan uzak bir yerde. Yeni bir kimlik yeni bir hayat"

Dediklerimle yüzündeki sert ifade yumuşadı. Demek ki doğru yoldayım.

"Bak şimdi cevap vermek zorunda değilsin. Sen bunu bir düşün bana nasıl ulaşman gerektiğini biliyorsun"

Tam yerimden kalkıyordum ki beni durdurdu.

"Kendine dikkat et başkomiser. Bu son yaptıkların pek hoş karşılanmadı. Vural ipini çekti"

Dedikleriyle güldüm.

"Sen beni merak etme"
_______

Asayiş Ben Kemal | GayWhere stories live. Discover now