29

8.9K 618 44
                                    

Baba-oğul oyunu
__________________
Gözümü açtığımda kafam Alazın göğsünde uyuyordum. Nasıl uyuduysam öyle uyanmıştım. Kafamı kaldırıp ona baktığımda onun da uyuduğunu gördüm. Yavaşça onu uyandırmadan yataktan çıktım. Telefonumu bulduğumda saate baktım saat 2'ye geliyordu.

Birden gelen gazla ceketimi ve arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Arabaya varmamla direkt hastaneye sürdüm.

Hastaneye geldiğimde arabayı park ettim. İçeriye girip girmemek arasında kalsam da bu işi daha fazla uzatmamak için içeriye girdim.

Cevdet'in olduğu kata geldiğimde kapıda bekleyen bizden iki adamı gördüm. Şu anki şüphelimiz Cevdet olduğu için küçük bir tedbir.

"Kolay gelsin çocuklar"

"Sağolun başkomiserim"

Onlara bir baş selamı verdim ve içeriye girdim. İçeriye girmemle burnuma dolan kokuyla içim titredi. Küçükken babamın kokusunu çok severdim. Şimdi o eskiden çok sevdiğim koku bütün odayı doldurmuştu.

Zaten uyanıktı beni görünce şaşırmış olsa bile sonradan toparlandı. En son gözlerinin içine annemin öldüğü gün bakmıştım.

"Oğlum şaşırdım seni görünce. Geç otur hoş geldin"

Gülerek söylediği şeyle göz devirmek istesem de koltuğa oturdum.

"Hoş geldin"

Hiçbir şey olmamış gibi baba-oğul oyun mu oynayacağız.

"Buraya seninle sohbet etmeye gelmedim. Senden bir şey istemeye geldim"

Gülümsedi

"Tabi oğlum ne istersen"

Boğazımı temizledim.

"Senden ne biliyorsan anlatmanı istiyorum. Annemin katileri yakalansın istiyorum. Bu 23 yıl boyuna ne yaptın umurunda değil tek istediğim anneme bunu yapanların cezasını çekmesi o kadar"

Yerinde kıpraştı

"Bunları zaten anlatacaktım. Diyeceklerin bu kadar mı?"

Başımı evet anlamında salladım. Yerimden kalktım ve kapıya doğru gittim.

"Benimle konuşman bu kadar mı? Yıllar sonra karşılaşıyoruz ve diyeceklerin sadece bunlar mı? İki yabancı gibi"

Alayla güldüm ve ona döndüm.

"Zaten öyleyiz iki yabancıyız"

Başını hayır anlamında salladı.

"Sen benim oğlumsun"

Dilimin ucuna gelen ağır küfürleri sarfetmemek için kendimi tuttum.

"Yeni mi aklına geldi oğlun olduğum. 23 yıl sonra geleceksin annemin katileriyle dost olmuş bir şekilde ve ben de canım babam diyip boynuna sarılacağım öyle mi?"

Alayla söylediklerimle tam yerinden kalkıyordu ki yaraları acımış olacak ki geri yerine oturdu.

"Yaptıklarımı sana yaşattıklarımı biliyorum ama baba bir şans vermeyi deneyemez misin?"

Bu adam ne saçmalıyordu yaa.

"Ben seni affetmem hadi diyelim affetmeye çalıştım öyle bir yanlışa düştüm. On yaşındaki o küçük çocuk seni asla affetmeyecek"

"Oğlum.."

Sözünü kestim!

"Bana oğlum demekten vazgeç çünkü ben sana baba demekten yıllardır vazgeçtim"

Tam gidiyordum ki durdum ve ona döndüm.

"Sen beni nasıl arkanda bırakıp gittin yaa. Ulan 10 yaşındaydım! Küçücüktüm daha birkaç gün önce annem ölmüştü. Bir kere bile yanıma gelmedin sarılmadın oğlum geçecek demedin. Beni öyle ortada bıraktın gittin"

Bakışlarını kaçırdı.

"İşte öyle bakışlarını kaçırırsın anca. Sen beni arkanda bırakıp gittiğin gün benim için bittin. Ondan şimdi gelip bana baba rolüne girme. Sen kendine yeni bir hayat kurmuşsun ben kendime yeni bir hayat kurdum. Kimse kimsenin düzenini bozmasın. Bu baba-oğul olayına da bir son ver..."

Derin bir nefes aldım.

"Fazla komik duruyor"

Hızla hastaneden ayrılmamla eve doğru sürdüm. Yavaşça kapıyı açtım ve içeriye girdim. Yavaş adımlarla odama geldiğimde Alazın hâlâ uyuduğunu gördüm. Ceketimi çıkartım ve yanına yattım. Benim gelmemi bekliyormuş gibi kollarını bana doladı.

Asayiş Ben Kemal | GayWo Geschichten leben. Entdecke jetzt