38

7K 504 12
                                    

Çaresizlik
______________
Alaz adliyeden çıkar çıkmaz telefonuna sarıldı. Rehberine bulduğu adın üzerine tıkladı.

"Aradığınız kişiye ş-"

Duyduğu şeyle telefonu kapattı. Kemal'in davayla uğraştığını bildiği için karakola doğru sürmeye başladı. Kemal bu aralar fazla davayla uğraştığı için bazen telefonunu kapatıyordu. Bu ne kadar Alazı memnun etmese de bir şey demiyordu.

Zaten bu aralar sevgilisini göremiyordu. Bir de böyle saçma konular için kavga etmeye gerek yoktu.

Onu özlediğini düşününce yüzünde bir gülümseme oluştu. Hele sabah asansördeki yüzü onu daha da güldürdü. Sevgilisinin yanına gider gitmez ona kocaman sarılmalı ve güçlü bir öpücük çalmalıydı. Düşündüğü şeyle sabırsızlandı.

Arabayı otoparka park etikten sonra hızla arabadan indi. Tam gidecekti ki ilerde Kemal'in arabasının önündeki polisleri görmesiyle kaşlarını çattı. Hızla o tarafa doğru gitti.

"Ne oluyor burda"

Sergen duyduğu sesle gergince savcıya döndü.

"Savcım şey nasıl desem"

Alaz Sergen'in yarım ağız dedikleriyle kaşlarını çattı. O an anladı kötü bir şeyler olduğunu. Sergen'in elindeki kağıdı aldı. Okunduğu şeyle hayretle Sergen'e döndü.

"B-bu ne demek Sergen"

Sergen derin bir nefes aldı.

"Başkomiserim uzun bir süredir tehdit mesajları alıyordu"

Sergen'in konuşmasıyla Alaz'ın içindeki korku büyüdü. Tam konuşacaktı ki söyleyeceği şeylere dili varmadı. Başına bir şey olmuş duygusu bile Alazı kahrederdi. O kıyamazdı ki Kemal'e. Kemal'in eline cam batsa onun canı daha çok yanardı. Kemal'in gözünden bir yaş düşse onun canından can giderdi.

"O...."

Gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"O nerede i-iyi mi?"

Sergen'in üzgün bakışlarıyla kafasını hayır dercesine salladı

"Lütfen lütfen iyi de"

Sergen'in bakışlarını yere indirmesiyle geriye doğru sendeledi. Bakışları tavana gitti. Bir müddet yukarıya baktı. Yanağından birkaç yaş süzüldü gitti. Bakışları Sergen'e kaydı.

"Nerde olduğunu biliyor musunuz?"

Çaresiz bir şekilde konuşmuştu. Sergen karşısındaki adama üzüldü. Koskoca adam bıraksan şimdi burda ağlardı.

"Hayır adam bayıltmış sonra da alıp götürmüş. Telefon sinyali yok. Mobeseden arabanın ne tarafa doğru gittiğini bulmaya çalışıyorlar"

Alaz başını anladım dercesine salladı sonra sinirle konuştu.

"Başkomiseriniz tehdit alıyor ve siz bunu bana söylemiyor musunuz!"

Sergen bağıran adamla afalladı. Demin üzülen adamdan böyle bir çıkış beklemiyordu.

"Kemal başkomiser pek ciddiye almamıştı"

Sergen'in kısık sesiyle derin bir nefes aldı.

"Kusura bakma kendime olan sinirimi senden çıkarıyorum"

Kendine sinirliydi hem de çok sinirliydi. Sevgilisini tehditler alıyordu ve onun bundan haberi bile yoktu. O her şeyin yoluna girdiğini düşünmeye başlamıştı. Bu ihtimalli düşünmeliydi. Ona bir şey olabileceğini bilmeliydi. Belki o zaman böyle olmazdı.

Sevgilisi şu an burda olurdu. Yanına giderdi ona biraz sokulurdu birkaç kez öperdi mesela sonra Kemal ona kızardı biri görecek derdi Alaz ise hiç umursamaz sevgilisinin kokusuyla mest olurdu.

Düşündüğü şeyle burnunun direği sızladı. Sanırım biraz daha böyle devam ederse yere oturup bağıra çağıra ağlardı. Sonra düşündüğü şeyle hızla dolan gözlerini sildi.

Sevgilisini bulmalıydı.

"Sergen"

Seren hızla yanına geldi.

"Şu araba ne tarafa gitmiş bulabildiniz mi?"

"Hayır savcım hâlâ uğraşıyorlar"

Savcı sinirle bir nefes verdi.

"O zaman arkadaşlarına söyle işlerini çabuk halletsinler! En geç 5 dakika içinde bana bir cevap vereceksin!"

Sergen başını tamam anlamında salladı

"Şu adamın da yüzünün gözüken bir fotoğrafını bulun. Kimmiş neymiş bulsunlar en geç 30 dakika içerisinde"

Sergen hayretle ona baktı. Bu kadar kısa süre içinde adamı nasıl bulurlardı.

"Sergen zaman işliyor! Hızlı ol"

Sergen başını tamam anlamında salladı ve hızla gitti.

Alaz derin bir nefes aldı

Bulacaktı sevgilisini başına bir şey gelmeden bulacaktı onu.

Asayiş Ben Kemal | GayМесто, где живут истории. Откройте их для себя