8. Bölüm - Doğum Günü Partisi

740 75 42
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz bebeklerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

Arkadaşlar oy sayıları çok düştü. Lütfen oy vermeyi unutmayın.

#Bölüm Şarkıları#

Garret Nash & Olivia O'brien, i hate u, i love you

Emre Aydın, Hoşçakal

*

*

*

*

*

"Belki de en başta yanlış yapmıştım. Ona aşık olarak yanlışı tercih etmiştim."

Zaman akıp gitmişti; büyümüştüm, büyümüştük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman akıp gitmişti; büyümüştüm, büyümüştük. Geçmişim onlarla doluydu ta ki ben onları bırakıp giderek kendime yeni bir gelecek oluşturana kadar. Zamanla geleceğim geçmişime dönüşmüş, yeni bir amaç uğruna yürüdüğüm yollar geçmişte kalarak üstü tozlanmıştı.

Nasıl hatırlıyordum o yılları?

Kötü mü yoksa iyi mi?

Kendimde bile olmadığım ama yaşadığımı her geçen saniyede hissettiğim o yıllar benim için kötü anılar değildi ama hiçbirinin içinde pekte güzel anılar yoktu. Kötü olmayan ama yine de iyi hissettirmeyen anılardan ibaretti onlarsız geçen beş yılım.

O zamanlar yaşadığımı hissetmiştim. Kendi tercihlerimi kendim yaparak, yanlışı en dibine kadar görerek, hiç kimsenin olmadığı kadar yalnızken yaşadığımı hissetmiştim. Kimse yoktu, ben vardım, duygularım vardı; başımda durup sayıklayan, bazen acı içinde kıvranan çocukluğum vardı. Bütün duyguları hissetmiştim ve hepsini hissetmek bana yaşamak duygusunu tattırmıştı.

Şimdi ne kadar şikâyet etsem de duygularımdan, bana yaşadığımı hissettiren tek şeyin onlar olduğunu bilerek minnet ediyordum duygularıma her zaman. Duygularıma karşı öfkeliydim ama minnet duygusunu görmezden gelemiyordum. Acı bile bana hayatta olduğumu hatırlatırken öldüğüm zannettiğim gecelerde acıya nasıl öfkelenebilirdim? Bana hayatta olduğumu o hissettirmişti, acıya bile muhtaç kalacak kadar bitmek bilmeyen geceler yaşamıştım.

Şimdi yine yaşıyordum, yaşadığımı iliklerime kadar hissediyordum. Ama bu sefer bana yaşadığımı hissettiren duygular değil onun bana inatla bakan ela gözleriydi. Göz bebeklerinde yaşamın parıltıları vardı. Dudaklarında hayatın mutluluğu vardı. Ona dokunursam hayatı daha iyi hissedermişim gibi geliyordu ama biliyordum ki; ona dokunmak beni yakardı. Ona dokunan parmak uçlarım yanar, onu hisseden kalbim kül olurdu. Kaya'ya dokunmak, cehennem ateşinde yanmaktan daha beterdi.

Yanlış KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin