14. Bölüm - İlk Adım

820 66 48
                                    

Uzun bir aradan sonra merhaba. Bu bölüm sonu benim favori bitişlerimden biri oldu. Şimdiden yorumlarınızı bekliyorum.

Hepinize keyifli okumalar dilerim bebeklerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

#Bölüm Şarkıları#

Sufle, İçinde Aşk Var

Miley Cyrus, Nothing Breaks Like Heart

*

*

*

*

*

"Kaçtın çünkü tek yol bu sandın. Duruyorsun çünkü artık hiçbir kaçışın seni kurtarmayacağını biliyorsun. Kendini asla geride bırakmayacağını anladın, güzel kızım ve bu senin en zor kabullenişin oldu."

Umut, dünya üzerindeki en güçlü ve tehlikeli silahtı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Umut, dünya üzerindeki en güçlü ve tehlikeli silahtı. Birine doğrulttuğun an insanı yara açmadan, kanatmadan öldürebilirdin. İzi bile olmazdı. Kimse nasıl öldüğünü sorgulamazdı çünkü kimse umudun ölüm getireceğini bilmezdi. Herkes umudu iyi bilirdi ama bazılarımız bilirdi ki umut insanı er ya da geç öldürürdü.

Verilen umutlar gerçekleşmediğinde insan intiharına koşabilecek kadar korkusuz birine dönüşürdü. Bu korkusuzluk, güçsüzlüktü. Umut, kapını çaldığında araladığın kapıdan içeriye gireceğini düşünür, buna inanırdın. Umut kapıdan geri döndüğünde, bir daha gelmemek üzere gittiğinde inancını da beraber götürürdü. İnsan elinden alınan her şeye rağmen yaşayabilirdi ama inanç olmadan yaşayamazdı.

İnsanı hayata bağlayan umudun getirdiği inançtı ve umut kapıdan döndüğünde insan yaşamak için bir sebep bulamıyordu. Ben ise ölmek için bir sebep bulamadığım için yaşıyordum. Umudum da yoktu, inancım da. Buna rağmen yaşamıştım.

Neden diye soruyordum kendime ama cevabı hep bilmiştim. Yaşıyordum çünkü içimde çocukluğumun inancı vardı. Ne kadar kendime inancım yok desem de herkesten sakladığım ve insanlara açmaktan korktuğum bir inancım hâlâ vardı. İmkânsız bile olsa her şeyin iyi olacağına inanıyordum. Hayatımın yoluna gireceğine, dünleri silik bir anı olarak anacağıma inanmak istiyordum. Mutlu bir geleceğim olsun istiyordum bugün kötü olan her şeye inat.

Neden sadece vazgeçemiyordum? Neden hâlâ eskimemişti bu çocukça inanç? Bilmiyor muydu yeniden başladığı oyunda aynı yerlerden kırılıp, dizlerinin kanayacağını? Girdiği yolun ona eskisinden daha çok zarar vereceğini nasıl anlamazdı?

Anlıyordu belki de, sadece anladığını bilmemek için direniyordu. Kendim hakkında sevmediğim bir sürü şey vardı ve her şeyi bilip anlamazlıktan gelme bu huyların arasındaydı. Bir işe giriştiğimde, biriyle konuşmaya başladığımda her yönüne düşünüyordum. Olabilecek her şeyi kafamda kuruyor, kendimce önlemler alıyordum. O insandan en kötüsünü bekliyordum ki işler iyi gittiğinde hayal kırıklığına uğramayayım.

Yanlış KaderWhere stories live. Discover now