9. Bölüm - Korkunun Gür Sesi

762 72 26
                                    

Hepinize keyifli okumalar dilerim bebeklerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

#Bölüm Şarkısı#
Halsey, Without Me
Ege Can Sal,  Başa Sar

*
*
*
*
*
"Kalpleri taştan olan insanlar acı çekmezler sadece içlerine doğru çöker ve bunu umursamazlar."

Sevdiğimiz insanları kaybetme korkusu hep içimizde bir yerde olurdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sevdiğimiz insanları kaybetme korkusu hep içimizde bir yerde olurdu. Zihnimizin derinliklerinde saklanır, ortaya çıkmak için en doğru anı beklerdi. Ortaya çıktığında, bizi köşeye sıkıştırır kontrolü kaybetmemize neden olurdu. Ne yapacağımızı bilmeden, soluğumuzu her an kaybederken duvar dibine çökerdik. Elimizden savaşmak gelmezdi çünkü kimse kaybetme korkusuyla nasıl savaşılacağını bilmezdi. Tek yapabildiğimiz ağlamak belki de hayata lanet etmek olurdu.

Kaybetme korkusu herkes için yakıcıydı ama en sevdiğini bir kez kaybetmiş insanlar için daha güçlü olurdu. Daha önce çok kaybetmiştim ve bir kez daha kaybederim diye ödüm kopuyordu. Bir kaybı daha kaldırabilir miydim, bu kadar güçlü müydüm?

Beril'in mesajı ruhumda onlarca parçaya bölündü. Beynim benden bağımsız felaket senaryoları yazarken kendimi durdurmak istedim. Kendime her şeyin iyi olacağını söyledim ama sesim o kadar kısık çıkmıştı ki yankı bile bulamadı.

Korkunun gür sesi kulaklarımda yankılanmaya başlarken tepkisiz kalıp önümde duran Kaya'ya doğru baktım. Telefonun çaldığını ben duyabiliyordum ama o duymuyordu. Belki de duyuyordu ama önemsiz olduğunu düşünüp açmaya yanaşmıyordu. Açsa korkuyla ayaklanacağına ve hastaneye koşacağını bilseydi eminim ki hiç beklemeden gelen aramayı cevaplardı.

Korku kanımı kaynatıyor, soluğumun kesilmesine neden oluyordu. Tepkisiz gözlerim ve yüzüm her saniye korkuya batarken kendime hareket etmem gerektiğini vurguladım ama kaskatı kesilen bedenim buna izin vermiyordu. Her uzvum acıyla kasılıyor, çöküyordu sanki. Ayağa kalkmam gerekiyordu ama gücüm benden uzaklaşmıştı. Ayağa kalksam adım atamadan yere düşer gibi hissediyordum. Kaya'ya söylediğim an acıyla dolacak bakışlarından korktum. Beril'e bir şey olma ihtimali delirmeme neden oluyordu. Onu kaybedemezdim, diğer yarımı kaybedemezdim.

Hareket et, dedim kendime bağırarak. Zaman akıp gidiyor, hareket et.

Elimde tuttuğum telefon bir kez daha titredi ama bakmaya cesaretim yoktu. Kaybetme korkusunu unutalı çok olmuştu ve şimdi zihnimde tekrardan yeşermesi hiç beklemediğim tepkilere neden oluyordu. Bu duygunun böylesi bir yıkıcı etkiye sahip olduğunu ve her saniye beni daha dibe çektiğini unutmuştum. Önüm karanlıktı ve ben karanlıkta kaybolmuştum sanki. Önümü aydınlatacak ışık ise yoktu. Eğer ben ışık yakmazsam benim yolumu kimse aydınlatamazdı.

Karanlık bir tünelde nereye gideceğimi bilmeden koşmaya başladı ruhum. Koşuyordu, kaçıyordu. Kaybetmekten korkmadığımı düşündüğüm günleri aklıma getirecek kadar titretti hayat beni. Yanıldığımı, mesajı okuduğum an anlamıştım. Ben hala kaybetmekten korkan zavallı kız Berçil'dim. Kaybedeceklerim hala kazanacaklarımdan fazlaydı.

Yanlış KaderWhere stories live. Discover now