Giriş

3.2K 94 10
                                    

Bir yazar için, öyle zannediyorum ki, kitabın en zor bölümü "ön söz"ü olsa gerektir. Zira kitabı kolayca yazıp bitirdiğim halde, önsöz için ne söyleyeceğimi bilememenin aczi içerisindeyim. Parlak cümleler bulup tumturaklı sözler sarf edemediğime göre, hissiyatımı size açmayı daha uygun görüyorum... Yemin etme basitliğini göstermeden şuna inanmanızı istiyorum: Zihnimin çocuğu olan şu eser , şimdiye kadar yazılmışların en güzeli olsun istedim. Diyeceksiniz ki: Hangi baba, kendi çocuğunun en güzel ve en zeki olmasını istemez! Çok haklısınız... Ancak, şurası da bir gerçek: Tanrı'nın hakkımızda takdir ettiği bir şeyi kimsenin değiştirmeye gücü yetmez. Payımıza düşene razı olmak zorundayız. Buna rağmen babalık sevgisi göze perde çeker, çocuktaki kusurları görmesine engel olur. Baba, çocuktaki kusurları birer meziyet gibi anlatır ve onunla övünür. Pek tabii olarak, ben de bu kaidenin dışına çıkamadım. Çocuklar arasında benim çocuğumun en güzeli olduğuna inanıyorum...

Fakat ey sevgili okuyucum, sen baba olmadığın için dilediğin tenkidi yapmakta serbestsin! Bu yüzden kimse seni cezalandıramaz. Kendi evindesin ve oranın kralı sensin. Eski bir filozofun dediği gibi: "Cübbemin altında, kralı bile öldürebilirim..."

Kitabımı okurken, aklına ne gelirse söyleyebilirsin. Kötü söylersen, inan sana darılmam. İyi söylersen de kimseden mükâfat alacak değilsin. Seni böylesine meşhur bir şövalye ile tanıştırdığım için övünecek de değilim. Ancak, aynı şeyi Sanço Panza için söyleyemem... Bu saf ve iyi yürekli seyis ile tanıştığın için çok şanslısın. Onda sadakatin ve dürüstlüğün bütün özelliklerini görecek; dünya üzerinde böyle insanların azaldığına üzüleceksin.

Sevgili okuyucum, Tanrı sana vücut ve akıl sağlığı versin, bu arada beni de unutmasın.

Cervantes

Don KişotWhere stories live. Discover now