4.Bölüm ''Şerefli Düşman''

1.9K 192 94
                                    

Ölümümüzün bir parçası olacak olan Range Rover son hızla ilerlemeye devam ediyordu. Korkularımla dolu olan geçmişim gözlerimin önünden film şeridi gibi geçerken kalp atışlarım göğüs kafesimi çatlatmaya başlamıştı. Sımsıkı kapattığım gözlerimin arasından nasıl kaçtığını bilmediğim tuzlu sular yanaklarımı sırılsıklam etmişti. Son anlarımda kulaklarım annemin sesini ararken duyduğum ses lanet olası bir erkeğe aitti.

''Boş yere korkuyorsun,'' dedi rahat bir şekilde. ''Sana onları her türlü atlatabileceğimi söyledim. Korkmayı bırak. Hayatında kaç kere filmlerdeki gibi bir sahne yaşadın?''

Gözlerimi açmadan ''Böyle bir sahneyi yaşamak istemiyorum!'' diye korkudan bağırdım. ''Ölmek istemiyorum! Atlat şunları, lütfen! Ben ölürsem annem yalnız kalır!''

''Annen-'' Ağzındaki kelimeleri silahların sesi kesti. Çığlıklarıma arabanın tekerleri de eşlik ederken iyice koltuğa sindim, küçüldükçe küçüldüm. Araba bir sağa bir sola doğru ani hareket ederek kurşunlardan kaçıyordu. Ani hareket yapmayı bıraktıktan bir süre bu şekilde ilerledik. 

''Neden sen ölünce annenin yalnız kalacağını düşünüyorsun?'' Ses tonundaki şüphe ve bakışlarındaki sorgulayıcı ifade beni bir anda kendime getirtmişti. Ben az önce ne demiştim? Şimdi nasıl kıvıracağım?

Dudaklarım kontrolümün dışında hareket etti. ''Ben ailemin tek çocuğum, kardeşim yok. Bana bir şey olursa ailem yalnız kalır.'' 

Attığı bakışlardan bana pek inanmadığını anladım. Tam konuşacağı sırada tekrardan silah sesleri yükseldi. Korkudan kalbim çok ağrıyordu. O kurşunlardan biri bana gelecek diye ödüm kopuyordu.

Kaner Bey dikkatli bir şekilde arabayı son hız kullanırken gözleri aynalardaydı. ''Çok tuhaf, ne arabaya sıkıyorlar ne de tekerleklere.''

''Iskalıyorlardır.'' 

''Onlara beni ya da arabayı vurmaları için defalarca şans verdim. Hiçbirini kullanmadılar. Sanki bizi yönlendirmeye çalışıyorlar.'' Gözlerini kısarak bir yola bir de yan aynalara baktı. ''Sanki onların istediği yoldan gitmemiz için bizi yönlendiriyorlar. "

Gözlerim dehşetle aralandı. ''Yola bomba döşemiş olmasınlar!''

''Hayır, bu öyle bir şey değil. Yolda bomba olsa bu kadar yakından takip etmezler.'' Benim sesimin aksine onun sesi ve hareketleri kontrollüydü. ''Bizi birine götürüyorlar.'' Birine mi götürüyorlar? Bu adam bütün bunları nasıl anlıyor?

Hızını biraz düşürüp koltuğuna rahatça yaslandı. ''Bana saldırmayı göze alan bu adam kimmiş gidip görelim. Bakalım cesur mu yoksa salak mı?''

''Gitmeyelim, kiminle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.'' Silah sesleri kesilmişti. Yine de arkamızda bir sürü araba vardı.

Karşılık verme gereği duymadı. Sessiz ve rahat bir şekilde arabayı kullanmaya devam etti. Arkamızda bize ateş eden adamlar vardı ve o rahattı. Nereden geliyordu bu güç, bu öz güven?

Sinirli bir şekilde solurken ''salakmış,'' dedi. Gözlerim bakışlarını takip ettiğinde ileride yolumuzu kesen dört araba olduğunu ve önünde yığınla eli silahlı adamların durduğunu gördüm. Bütün silahlar bize doğrultulmuştu. Korkudan göğsüm ağrımaya başladığında Kaner Bey arabanın hızını sona aldı.

Ağlamam şiddetlenirken ''yavaşla,'' dedim. Gittikçe yaklaşmıştı. ''Bizi öldüreceksin, yavaşla.'' Beni duymuyordu. Kararmış gözlerini bir kişiye dikmişti. Hızını kaçmak için değil, o adamı ezmek için arttırmıştı.

ANDROFOBİजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें