20. Bölüm ''Özel''

1.1K 97 19
                                    

Merhaba arkadaşlar, final yaptıktan sonra birkaç kişiden olumsuz geri dönüşler aldım. Kitabın erken ve hızlı bittiğini düşünen birkaç arkadaş var. Sizin açınızda bakıldığında haklı olduğunuzu görebiliyorum. Benim açımdan bakıldığında ise mantıklı bir karar aldığımı görüyorum. Bir gün bu kurguyu gerçek bir kitap haline getirdiğimde sizlerin merakla bekleyeceği bazı olayların ve sahnelerin olması gerekir. Yani yazmadığım sahneleri, hikaye gerçek kitap olursa diye sakladım, kitap olduğu zaman ekleyeceğim. Ayrıca Androfobi'yi defalarca sil baştan yazdım, bu gerçekten zordu. Artık yeni Dünyalara yelken açmak istiyorum.

Sizleri gönülden seviyorum. Bu yola çıkarken kendime olan inancım yoktu, bana çok destek oldunuz, beni kendime ve yapabileceğime inandırdınız. Sizleri gönülden seviyorum derken bunu öylesine söylememiştim. Sizi çok seviyorum dostlarım, yeni kitabımda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.



*** 



ANDROFOBİ - 20.Bölüm

''ÖZEL''

Yorucu bir günün daha sonun yaklaştığımızda enerjim bitmek üzereydi. Normalde kendimi bu kadar bitik hissetmezdim ama son birkaç haftadır okulun çıkış saatine doğru ayakta duramaz hale geliyordum. Öğrencilerimin beni yormasına alışıktım fakat birkaç haftadır bu yorgunluk kendini çok belli ediyor ve git gide gözümde çok büyüyordu. Bana ne oluyor anlamıyorum, kendime ve aileme sağlıklı bir şekilde bakmama rağmen kendimi çok güçsüz ve yorgun hissediyorum.

''Beria bu ne hal?'' Aslı yanıma oturup beni süzdü.

''Halsizim Aslı, sanırım üstü açık yattım, hasta olacağım.'' Elim istemsizce karnıma gitti. ''Midem de bulanmaya başladı, üşüttüm galiba.''

Gülerek konuştu. ''Aayyy!'' Heyecanla iki elini dudaklarının üstüne kapattı. ''Yoksa ikinci mi geliyor?!''

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken ''saçmalama,'' dedim, ''biz şu an ikinciyi düşünmüyoruz, benimkisi ortalık hastalığı.''

''Sen düşünmüyor olabilirsin ama Azrail'in üç çocuk istediğini bütün aile biliyor.''

Dudaklarımı araladığım sırada Ceyda ''anne,'' diye koşarak yanımıza geldi. ''Neyin var? Hasta görünüyorsun?'' Elini alnıma koydu. ''Ateşin var, babamı arayalım, seni doktora götürsün, koluna ip bağlasınlar.'' Onun bu haline gülümseyerek baktım. İpten kastı; serumdu.

''Ceyda'cım okul ortamında 'anne' demek yok, ben senin öğretmeninim.'' İlk göz ağrımla aynı okulda olsak da sınıflarımız farklıydı. Bilerek benden başka sınıfta olmasını istemiştim.

''Öff! Neyse, öğretmenim babamı arayalım mı?''

''Aramaya gelerek yok, birazdan çıkacağız zaten.'' Dudaklarını büzdü, verdiğim cevap hoşuna gitmemişti. ''Şimdi sen arkadaşlarının yanına git, gideceğimiz zaman sana haber vereceğim.''

''Ama-''

''Ceyda!'' Sınıfımdaki öğrencilerimden Buğra kızımın yanında bittiğinde bakışlarım ikisinin arasında gidip geldi. Minik elini kızıma uzattı. ''Salıncaklar boş, hadi gel, birlikte sallanalım.''

Kızımın gözleri parlarken ''oluuur,'' dedi cilveli bir şekilde ve aynı şekilde elini tutup birlikte yanımdan uzaklaştılar. Ben arkalarından ağzım açık bir şekilde bakarken Aslı gülüyordu.

ANDROFOBİМесто, где живут истории. Откройте их для себя