8.Bölüm ''Açlık''

2.5K 206 155
                                    


Olaylı geçen akşamın, bir türlü bitmeyen gece saatlerinde nefesimin daralmasına neden olan şey yaşadığımız son olaylar mıydı yoksa Azrail Kaner'in karnımda olan eli miydi? O derin bir uykudaydı. Ormanın temiz havasından dolayı mı bu kadar derin uyuyordu bilmiyorum ama eşek ölüsü gibi ağır olan kolunu biraz daha üzerimde tutarsa nefessizlikten öleceğimi biliyordum.

Saatler geçmişti ama biz hala o gecede, o olayların izlerini taşıyorduk.

Zaman geçse de bu lanet olası gece bitmek bilmiyordu.

Bir erkekle bu kadar yakın bir şekilde yatakta uzanıyor olmak zihnimdeki krala yapılmış ağır bir darbeydi. Kalbim ilk defa bu gece krala bağırmış, ufakta olsa bir direniş göstermişti. İlk başlarda kalbim yenilirken şimdi kazanan ya da kaybeden yoktu. Kral şaşkındı. Azrail'in bana zarar vermediğini görmek kalp atışlarımı normale çevirmişti ama yine de onunla aynı yatakta olmak beni tedirgin ediyordu. Onun bana tek artısı bu gece beni soğuktan koruyup ısıtmış olmasıydı.

Hava iyice aydınlanmış, kuşlar uçuşmaya başlamıştı. Bir an önce buradan ayrılıp yola düşsek iyi olur. Bakışlarım başını boynuma gömen Azrail'in gece karası saçlarına kaydı. Acaba onu uyandırsam sinirlenir miydi? Bazı insanlar kendiliğinden uyanmadıkları zaman çok sinirli ve agresif oluyor. Azrail de onlar gibi miydi? Sinirlenince bana saldırır mıydı ya da beni burada bırakıp gider miydi?

Bütün cesaretimi toplayarak Azrail'i uyandırmayı denedim. Annem beni nasıl uyandırıyorsa bende aynı şekilde onu uyandıracaktım. Onu sakince, tatlı bir dille uyandırırsam belki sinirlenmezdi.

Yutkunup boğazımı temizledikten sonra bir elime Azrail'in saçlarını okşadım diğer elimle de omzundan hafifçe dürttüm. ''Azrail... Azrail uyan artık.'' Tepki vermedi, belki sesimi hiç duymadı. Bir insana Azrail diye seslenmek çok tuhafıma gitmişti. 

Aynı tonda devam ettim. ''Uyanmalısın...'' Ağır bedeni kıpırdanmaya başladığında stresim arttı. Umarım sinirlenmez. ''Hadi uyan, gitmemiz gerekiyor.'' Şimdi Arda bütün gece beni beklemiştir.

 Alnına düşen saçları okşayarak geriye doğru iterken ''Kaner,'' dedim yumuşak bir tonda. ''Hadi kalk, lütfen.''Kolları arasında kıpırdanıp kendimi geri çektiğimde hareketlendi, bir şeyler mırıldanarak tutuşunu sıklaştırdı, baskısını arttırıp iyice kafasını boynuma gömdü. O esnada dudakları boynuma sürtündü. Az aldığım nefesimde bu hareketten sonra tamamen kesildi.

Sakin ol...

Sen bunu da atlatırsın...

Dudakları boynuma çok yakındı. Öpmüyordu ama dudaklarının kuruluğunu hissedebiliyordum. O derece yakındı.

''Uyan lütfen, Arda bütün gece beni beklemiştir.'' Onu tekrardan aynı şekilde dürttüğümde Azrail'in ağır bedeni hareketlendi. ''Uyan hadi,'' dedim ellerim saçlarındayken. Çok şükür uyuyan dev uyanıyordu. O kadar ağırdı ki vücuduma dayalı olan bedeni yüzünden nefes alıp vermekte zorlanmıştım. Kolu zaten bir eşekle aynı ağırlıktaydı.

Başını yavaşça boynumdan çektiğinde saçlarında olan elim bitkince yatağa düştü. Gece ara ara huzursuzca kıpırdanıp uyanır gibi olduğunda başını boynuma sürtmüştü. Bende korkumdan hemen masaj yapmıştım. Bütün gece elim saçlarının arasındaydı.

Uykulu haliyle yatakta toparlanmaya çalıştığında karnımdaki eli olduğu yere sürtmüştü. Bu hareketi beni gerse de dışımı bir şey yansıtmadım. 

ANDROFOBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin