11.Bölüm ''Alışmak''

2.1K 195 190
                                    


Yine uyuyamadığım bir gecenin sabahında gözlerim yorgunlukla bakıyordu. Azrail odasına çıktıktan sonra bende olduğum yerde kalmış, saatlerce onun konuşmasını düşünmüştüm. O bana karşı bir şeyler hissediyordu. Dün gece resmen beni kıskanmıştı. Bu bana lise zamanlarımdaki o lanet olası çocuğu hatırlatmıştı. Adını zihnimden bile geçirmek istemediğim o kişi sözde bana aşıktı. Sürekli beni sıkıştırıp tacizde bulunuyor, okuldaki diğer erkeklerden kıskanıyordu. Bu halde olmamın bir nedeni de o şerefsizdi. Şimdi yıllar sonra aynı vaka tekrarlanıyordu. Üstelik bu sefer daha zordu.

Şimdi ben onu nasıl reddedecektim? Ya sinirlenip bana saldırırsa? Ya kabullenmeyip takıntılı davranırsa? Ya reddedilmek zorunda gidip beni öldürürse? Allah'ım beni düştüğüm bu girdaptan kurtar, lütfen.

Beni kendi içine çeken bir diğer girdap Dilay'ın babasıydı. O adamın söylediklerini unutmak mümkün değildi. Çaresizce yatağa mahkûm kalan o adamcağıza yardım etmeliydim. Artık olanları Aslı'ya anlatıp ondan yardım alarak adama yardım etmeliydim.

Merdivenlerde bir ses duyduğumda bakışlarımı o tarafa çevirdim. Azrail uyanmış, aşağı iniyordu. Gerilmeye başladığımda kendi kendimi teselli ettim. Sakin ol Beria, onun huyundan gidersen sana zarar vermez.

Gözleri beni bulduğunda ''günaydın,'' dedi.

''Günaydın.'' Bir erkekle normal bir şekilde konuştuğumda bu benim çok anormalime gitti, çünkü ne o normaldi ne de ben.

Beni baştan aşağıya süzerken ''üstündekilerle hiç rahat değilsin,'' bakışlarını gözlerime sabitledi. ''Misafir odasının dolabında kıyafetler var, istediğini alabilirsin. Banyodaki rafta temiz havlular da var, duş alıp rahatla.'' Duş alma önerisini hemen eledim. Kıyafet teklifini geri çeviremezdim. Onun karşısında elbiseyle durmak beni rahatsız ediyordu. Bacaklarım resmen ortadaydı.

''Sağ ol,'' dedim nezaketen.

''Koridorun sonunda, sağ taraftaki oda.''

Tamam, dercesine başımı sallayıp sessizce yanından ayrıldım, yukarı çıkarken bakışlarını sırtımda hissettim. Kral arada bir kalbimi yokluyor, gözdağı veriyordu. Derin derin nefesler alarak kontrolümü elimde tutmaya çalıştım.

Odaya girdiğimde yaptığım ilk şey kapıyı kilitlemek oldu. Yanımda olmasa da sanki yanımdaymış gibi çekinerek dolabını açıp içinden bir eşofman ve tişört aldım. Kendimi banyoya kapattığımda oranında kapısını kilitledim. Üstümü değiştirmek için çıplak kalacaktım, o an içeriye Azrail girebilirdi. Ben işimi sağlama alıp iki kapıyı da kilitledim.

Üstümdeki elbiseyi çıkarıp hemen yüzümü ve kollarımı dirseklerime kadar yıkayıp rahatladım, enseme de su vurdum. Daha sonra hızlıca kıyafetleri üstüme geçirip eşofmanın kordonunu iyice sıktım. Bunlar bana çok boldu. Eşofmanın paçalarını biraz kıvırmıştım.

Aynanın karşısında ellerimle saçlarımı düzeltirken bir an duraksadım. Yüzüme dikkatli bir şekilde baktığımda yanağımda babamın elinin izi vardı ve benim yanımda makyaj malzemelerine dair hiçbir şey yoktu. Elimi alnıma yapıştırırken ne yapacağımı düşündüm. Aslında pekte bir seçenek yoktu. Saçlarımı ortadan ikiye ayırıp öne doğru alacaktım, öyle de yaptım.

Elbisemi katlayıp odadan çıktım. Aşağı onun yanına indiğimde gerilmeye başladım. Salonda yoktu. Mutfakta geçtiğimde tezgah başında bir şeyler hazırladığını gördüm. Tost yapmış, yanına da çay demlemişti. Neden şu an bu durum benim tuhafıma gidiyordu? Onu hep emir verirken, adam döverken, bağırıp çağırırken görüyordum. Şimdi normal ve sakin bir insanmış gibi tost yapıyordu.

ANDROFOBİWhere stories live. Discover now