19.Bölüm ''Final''

1.2K 113 25
                                    


Azrail'in kolları arasında dans ederken kalabalığın içinde Hamza'yı görmem ve birden ortadan kaybolması bütün neşemi kaçırmıştı. Huzursuzca etrafa bakınıyordum ama onu hiçbir yerde göremiyordum. Etrafımızda bu kadar koruma varken o nasıl yanımıza kadar gelebildi? Acaba beynim bana bir oyun mu oynuyor? Gördüklerim gerçek değil miydi? Halbuki gördüklerim fazlasıyla gerçekti. Hamza'nın çöken gözleri çok korkutucuydu.

Birden etrafımda döndürüldüğümde düşüncelerimden sıyrılıp etrafıma baktım. Azrail beni kollarının arasında bir tur çevirmişti. Mutlulukla parlayan acı kahveleri yeşillerimi inceliyordu. ''Ne oldu sana? Birden moralin bozuldu, enerjin düştü.'' 

Gülümsemeye çalıştım. ''Bir şey yok, uykum geldi sadece.'' Onu durduk yere kaygılandırmak istemiyorum. Belki ben yanlış görmüşümdür.

''Seni tanımayı bir kenara bırak, ben senin içindekileri hissedebiliyorum, Beria. Seni korkutan bir şey oldu ya da kötü bir düşünceye kapıldın.'' Verdiği cevap beni hem şaşırtmış hem de etkilemişti.

İçtenlikle gülümsedim. ''Sonra anlatırım, şimdi anın tadını bozmayalım.'' 

Gülümsemem bakıp gülümsedi. ''Bence de.''

Beni tekrardan döndürdüğünde bu sefer ileriye doğru uzatmıştı. Kendimi onun  kollarından çıkıp Aslı'nın kollarında bulduğumda şaşırdım sonra gülmeye başladım. Aynı şekilde o da heyecanla gülümsedi. ''Hazır mısın?'' 

''Neye?'' 

Beni omuzlarımdan tutup olduğum yerde çevirdi. Karşımda kimseyi görememiştim, insanlar etrafımızda toplanıp  yere bakarak sevinç çığlıkları attığında bende bakışlarını takip ettim. Karşılaştığım manzarayla bende çığlık atarak iki elim refleksle dudaklarıma gitti.

Azrail Kaner bir dizinin üstüne çökmüş, siyah kutuyu açmıştı. Yüzüğün şıklığı ve zarifliği beni büyülerken onun gözlerindeki heyecan ve mutluluk beni ağlatacak noktaya getirdi. Özgür olan kalbim coşkuyla atarken gözlerinin içine bakıyordum.

Ben resmen şu an evlilik teklifi alıyordum! 

 ''Süslü kelimeler kullanmayı becerebilen bir insan değilim, biliyorsun.'' O konuşmaya başlayınca insanlar sessizleşti. ''Sana içimden geleni söyleyeceğim. Sana dair olan her şey bana iyi geliyor. Hayatımın belli zamanlarında değil, her anında yanımda olmanı istiyorum. Benimle ömrünü birleştirir misin?'' 

''Kızlar tutun beni bayılacağım!'' Aslı ve Dilay hemen kollarıma yapışırken Azrail de dahil herkes verdiğim tepkiye gülmüştü. Heyecandan ve mutluluktan dizlerim titriyor ve nefesim daralıyor, bayılacak gibi oluyordum. Çok güzel konuşmuştu! Dile getirdiği her kelimeyi gerçekten içinden gelerek söylemişti.

Derin bir nefes alıp kendimi toparladım. Ona doğru bir adım attığımda kızlar kollarımı tutmayı bırakıp geri çekildiler. İlk önce Azrail'i kollarından tutup kaldırmıştım, daha doğrusu kalmasını istediğimi göstermiştim, o kendi kalkmıştı. 

Işıldayan gözlerimle gözlerine bakıp gülümseyerek konuştum. ''Ömrümüz çoktan birleşmişti, sen yüzükleri geç aldın.'' Birden boynuna atlayıp sarıldığımda etrafımızdaki insanlar alkışlayarak neşeyle bağırmaya başladılar. 

Azrail kollarını sıkıca dolayıp yüzünü saçlarıma gömdü, derin bir nefes aldı. Kısa bir süre sonra geri çekilip kutudan yüzüğü çıkardı. Kutuyu cebine koyup diğer eliyle heyecandan titreyen elimi tuttu, yavaşça yüzüğü parmağıma taktı, ardından parmaklarımın üstüne zarif bir öpücük kondurdu. Heyecan ve mutlulukla parlayan gözlerimiz birbirine kenetlenirken nefesim titriyordu. O anlardan kalbim duracak gibi oldu.

ANDROFOBİWhere stories live. Discover now