5

2.6K 317 275
                                    

"Ya beni bir bırak!" Hyunjin, Ryujin'i iterek kendinden uzaklaştırmaya çalışırken Ryujin, Hyunjin'in kolunu tutan eline tırnaklarını geçirmişti.

"Oğlum bak bana düzgün davran, deli etme." dediğinde Hyunjin mızmızlanarak yerinde tepinmişti. "Of bu ne ya, keko musun Ryu git başımdan." Ryujin umursamazca önüne dönerken elini yanındaki çocuğun kolundan çekmeyerek cimciklemeye devam ediyordu.

Hyunjin ise sahte çığlıklar atarak onu savuşturmaya uğraşıyordu. "Ne diye çıkma teklifi ettin birden kıza hödük?!" dediğinde Hyunjin omuzlarını silkmişti.

Sabah okula gelir gelmez, hıncından deliye döndüğü için önüne çıkan ilk kişiye çıkma teklifi etmişti. Ve bu da tabi en olmayacak kişi Lee Chaeryeong oluyordu. Chaeryeong her zaman Jeongin ile yakın olmuş biriydi, bu yüzden Hyunjin sabahın köründe onu Jeongin'in yanında gördüğü gibi çıkma teklifi etmişti.

Chaeryeong ise sadece "erkeklerden hoşlanmıyorum." demişti. Tabii üstüne bir de "Hele senin gibilerden tiksiniyorum." lafını koymayı unutmamıştı.

"Of tamam kabul etmedi zaten ya." diyerek sonunda kolunu kurtardığında Ryujin kıkırdayarak Hyunjin'e yaklaştı. "Gerçekten erkeklerden hoşlanmıyorum mu dedi?" dediğinde Hyunjin kafasını sallamıştı. "Evet gerçekten hoşlanmıyorum dedi, git kızı tenhaya çek bu fırsat kaçmaz." Ryujin yüz ifadesini bir anda değiştirip yumruk yaptığı elini ona salladığında korkarak geri çekilmişti.

"Şakaydı ya!" sonra ikisi de sakinleşince Hyunjin dudaklarını büzerek kollarını çaprazladı. "Ne yapacağım ben ya?" Ryujin gözlerini devirerek ona baktı, "Minyeon'a git." dediğinde Hyunjin kaşlarını çattı.

"O kız hoşlanıyordu sanırım senden, ama güzel kız şimdi kaçırmadan git kap." dediğinde gülerek sarılmıştı ona.  "Bir yapışma da git kızın yanına, bak vallahi bebek gibi bir şey ya." dediğinde Hyunjin uzaklaşıp Ryujinin yüzüne baktı.

"Gayle arkadaş olursam böyle olur işte.." dediğinde Ryujin'in yumruklarından kaçmak zorunda kalmıştı. "Sensin lan gay! Benimki sadece chae'ye kalkıyor bir kere!" diyerek bağırdığında, Chaeryeong ve Jeongin dönüp iki aptala bakmıştı. Hyunjin arkasına bakmadan Minyeon'un yanına koşarken, Ryujin ona yüzünü buruşturarak bakan Chae'ye şirince gülümseyerek el sallamıştı.

Ryujin ile arkadaşlığı Hyunjin için hiçbir zaman dert olmamıştı. Onun yönelimini önemsemiyordu sonuçta,ama Joong ve San Ryujin'i hiç sevmez asla yanlarına gelmesini bile istemezlerdi. Nedeni ise belliydi.

Hyunjin'in ise, insanların yönelimi ile değil Jeongin ile bariz bir sorunu vardı. Normalde Yunho o dedikoduyu ona ilk söylediğinde Jeongin yerine başka bir isim kullansa, Hyunjin umursamaz Hwa gibi sadece jelibon yerdi. Ama Jeongin'e karşı kişisel ve boş bir kini vardı.

"Hey, Minyeon konuşabilir miyiz?" diyerek en güzel gülümsemesini takındı. Herkesin etkilenebileceği türden bir gülümsemeydi, tabiki Minyeon'da etkilenmişti. Gülümseyerek kafasını salladğında, arkadaşlardan uzak bir noktaya doğru yürüdüler.

Minyeon duvara yaslanıp beklemeye başladığında, Hyunjin dudaklarını yalayıp gülümsemişti. "Uzun zamandır bir şey söylemek istiyordum sana." dediğinde Yeon gözlerini açıp ona baktı. "Sanırım senden hoşlanıyorum.." diyerek başını eğmiş ve başının altından bakışlarını ona dikerek cevabını beklemişti.

"Gerçekten mi?" dediğinde Hyunjin hızla başını salladı. "Evet, gerçekten." dediğinde Minyeon gülümsemiş ve ince kollarını Hyunjin'in boynuna dolamıştı. "Senden çok hoşlanıyorum!" diyerek neşeyle konuştuğunda Hyunjin gülimseyerek kollarını ince bele doladı.

Kızın tatlı bir kokusu vardı ve bu Hyunjin'in hoşuna gitmişti. Sakince ondan kollarını çekerek gülümsedi. Tatlı bir gülümsemeydi bu. Kız da utanarak kafasını eğdiğinde, Hyunjin etrafa bakınıp öğretmen olup olmadığını kontrol etti. Daha sonra kızın kızaran yüzünü çenesinden tutarak yüzünün hizasına getirdi.

"Seni, öpebilir miyim?" dediğinde Yeon dudaklarına uzanmış ve ona çok uzun olmasa da güzel bir öpüşme vermişti.

Doğruyu söylemek gerekirse güzel öpüşüyordu. Hyunjin normalde bundan çok etkilenirdi, ama şu an bu onu hiç etkilememişti ve buna rağmen çaktırmadan Yeon'dan uzaklaştı.

"Tenefüste yanına gelirim." diyerek tatlıca gülümsemiş ve yanağına öpücük kondurup hızlıca sınıfa gitmişti. Fakat arkasını döndüğü gibi gülümsemesi silinmiş, "Çık artık aklımdan." diye söylenerek yürümüştü.

Sınıfa girdiğinde o kadar sinirliydi ki, her an Jeongin'in üzerine atlayabilirdi. Sinirle sırasına otururmak için yürürken, Jeongine omuz atmış ve sendelemesinş sağlamıştı. Sonrasında Jeongin, sinirle ve şaşkınlıkla ona bakarken, Hyunjin çenesini kasmış gözlerinden fışkıran alevler ile ona bakıyordu.

"Gerçekten, sorun ne?" dediğinde Hyunjin salladığı bacağını durdurarak ona baktı. "Sensin." Jeongin ona küçümseyerek baktıktan sonra derin bir nefes almıştı. "Ne yapmış olabilirim ki ben sana? İki,üç hafta öncesine kadar birbirimizin varlığından bir haberdik." diyerek sitem ettiğinde Hyunjin çenesini kasmayı bırakıp arkasına yaslandı.

"Ne yaptığını tahmin bile edemezsin, sorun gerçekten sensin." dediğinde Jeongin gözlerini devirip yerine oturmuştu. "Konuşarak bir şeyleri çözmeye çalışanda kabahat!" diyerek sınıfa giren hocaya odaklandı.

***

Soyunma odasına indiklerinde Jeongin dolabına yönelirken, Hyunjin'le denk gelmemek için onun bir metre uzağından geçmişti. Fakat Hyunjin yine de ona sinirli bakıyordu.

Minyeon'un yanına gidip dursa da bir şey değişmiyordu. Kızın ince beli ya da güzel kokusu umurunda değildi. Ona çekici ya da tatlı gelmiyordu. Tek istediği Jeongin'in beline bir kez olsun ellerini dolamak ve onu öpmekti ki bunun çok fazla olduğunun o da farkındaydı. Bu yüzden saatler geçtikçe daha da sinirleniyordu.

Jeongin dolabını açtığı sırada sonunda önüne dönen Hyunjin'e baktı. Hyunjin okul gömleğini çıkartmıştı bu sayede Jeongin çıplak üst bedenine bakmak için fırsat yakalamış olmuştu.

Hyunjin, üzerine siyah tişörtünü geçirerek pantolonunu da çıkarmış ve gri bir eşofman giymişti. Jeongin iç çamaşarı ile kalan Hyunjin'i çatık kaşları ile süzerek iyice baktı.

Sonrasında ise derin bir nefes alıp önüne dönmüştü. Kendi üstünü de hızlıca değiştirdiğinde, bu sefer Hyunjin'in yanından geçmek zorunda kalmıştı ve Hyunjin'in tişörtünün yan tarafında olan marka amblemini fark etmişti. Daha öncede görnüş olduğu amblem ile dudaklarını birbirine bastırırken hızla Hyunjin'in yanından geçerek spor salonuna yürüdü.

michelle | hyuninWhere stories live. Discover now