18

2.4K 227 105
                                    

chase atlantic - into it

O günün ardından birkaç hafta geçmişti. Artık ikisi de pek eskisi gibi değildi. Jeongin her zamanki gibi davranırken, Hyunjin değiştiğini inlâr eder gibi ona karşı bir sert, bir iyi davranıyordu. Sorun şu ki bunun nedeni anlamıyor ve kafasını yormuyordu çünkü oldukça meşguldü Jeongin.

Günleri rezil ve berbat geçiyordu. Nedeni ise; hapisten çıkan adamın Jeongin'in harçlıkları ile yetinemediği için sürekli olarak onu sıkıştırması ve annesi ile tehdit etmesiydi. İstediği parayı vererek ondan en azından bir süre kurtulabileceğini umuyordu, fakat işler hiçbir zaman istediği tarzda ilerlemezdi.

Hyunjin ise, Jeongin'in istediği gibi duygularını bir kenara bırakıp tamamen zevkleri ile hareket etmeye çalışıyordu. Yine de o ne zaman üzgün hissetse yanında Chaeryeong'dan önce beliriyor, kzıarmış gözlerini öpüyordu. Tamamen kendiyle çelişiyor gibi görünen bir manipülatifti.

Onu kendine bağlıyordu ve bunun kesinlikle farkındaydı. Jeongin'in duygularından haberdar olduğunu biliyordu ama onu yanıltmak ister gibi aksi davranıyordu.

Yine bugün okulda onu farketmiş, kabinin önünde çıkmasını beklemiş ve ne olduğunu sormadan kolları arasına girmesini izlemişti.

Jeongin tamamen duygusal bir boşluktaydı. Hapisten yeni çıkan bir adam, sınavlar, ve çektiği para sıkıntısı.

Kendini pazarlaması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden akan göz yaşları eşliğinde, siyah eteğini giymiş tatlı fotoğraflarını çekmişti. Bir yayın açsa daha fazla para kazanabilirdi, ancak o kadar iyi olmadığını bildiğinden fotoğraflar ile birkaç kişinin tatmin olmasına neden olmuş ve telefonu kenara bırakmıştı.

Art arda hesabına yatan paraların bildirim sesi süslüyordu sessiz odasını. İç çekerek aynadaki görüntüsüne baktı. Altında siyah bir etek, üzerinde ise bol bir tişört vardı. Oturduğu yerden kalkmadan hızlıca bacaklarından, siyah eteği sıyırdı.

Sevdiği şeyler bile şimdi kendisinden nefret etmesini sağlıyordu.

En başında Hyunjin'den nefret etmişti. Kendisini ona pazarlamış, onu rezil eden çocuğu tatmin ederek parasını almıştı. Onu manipüle etmek, zorunda bırakmak hoşuna gidiyordu güya. Ona çokça zarar vermişti. Sevgilisi olmasını istemişti. Güya nefret ettiği, her gün arzuladığı çocuk ile sevgili rolü kesmiş ve sonunda ona aşık olmuştu.

Jeongin yıkımın ta kendisiydi. Hyunjin'e akıl almaz oyunlar oynamış, onu kendine mahkûm kılmıştı. Onu yıkmış ve ezilmesine neden olmuştu. Şimdi ise yıkımın altında bıraktığı bedenin yanında bulmuştu kendini.

Onunla ilk seviştiğinde bunu sevmişti. Çünkü para ve seks karşılığı bulunan bir ilişki aksine, ikisini tatmin ve mutlu eden, karşışıklı bir ilişki içine girmişlerdi.

Onu tatmin etmek ve parasını almak için uğraşmamıştı. Sadece kendi istekleri doğrultusunda ilerlemiş, ilk seferinde kendini tamamiyle tatmin olmuş bir hâlde bulmuştu.

Kapı çaldığında, telefonunda saate baktı. Annesinin bu saatte dönmesi imkansızdı. Mesaiye kalacaktı ve en erken gece yarısı dönerdi. Saat henüz yediydi.

Derin bir nefes alarak kapıya ilerledi, muhtemelen dış kapıyı açmak istediği için basmıştı biri.

Düğmeye basarak dış kapıyı açtı ve kapının deliğinden kısık gözleriyle gelecek kişiyi izledi.

Hyunjin üzerine giydiği bol deri ceketi, siyah tişörtü ve mavi pantolonu ile görüş açısına girdiğinde kaşlarını çattı. Evin önünde durup kapıyı çalmış, umursamazca saçlarını karıştırmıştı.

michelle | hyuninWhere stories live. Discover now