billie eilish - nda (sped up)
"Çoktan gelmişsin Hyunjinie~" Hyunjin okuldan çıktıktan kısa bir süre sonra Jeongin onu arayarak, onu okulun yakınlarında bir yerde beklemesi gerektiğini söylemişti.
Hyunjin'de tehdit edildiği kişiyi reddedemeyerek gelmişti doğal olarak. Çünkü Jeongin, "Konuşmamız gerekiyor." dediğinde sesi ciddiydi. Her ne kadar hareketleri sağlıklı olmasa da, o an daha da sağlıksız bir karardan tırsmıştı Hyunjin. Bu yüzden de gelmekten başka çaresi kalmamıştı.
Fakat şimdi karşısındakiler Jeongin falan değildi. Changbin, Wooyoung, Jisung ve Chaeryeong korkunç bir şekilde yüzüne bakıyor, üzerine doğru yürüyordu. Bu görüntü Hyunjin'in korkmasını sağlıyordu çünkü, üç kişi karşısında tekti. Ayrıca okulda çok kez Changbin'in kavgalarına şahit olmuştu. Öfke sorunları olan bu çocuk onca ilaç kullanmasına rağmen, bazen dayanamıyordu ve şimdi onun bu şekilde üzerine gelmesi bir felakete işaretti.
Changbin çantasını Chae'nin yanına bırakarak hızlıca Hyunjin'in üzerine yürümüş ve bir yumruk geçirmişti. Bu sırada Wooyoung ise gülerek yanına ulaşmış, anlayamadığı bir anda Hyunjin'i arkasından tutmuştu.
"Onunla oynayabileceğini mi sandın?!" Changbin sinirle bağırarak, yüzüne bir yumruk geçirdiğinde Hyunjin şaşkınlıkla geriye savrulmuştu. Fakat Wooyoung onu tuttuğu için yere düşememişti.
Jisung üzerindeki ceketi çıkartarak, tutması için Chae'ye verdiğinde o da diğerlerinin yanına ulaşmıştı. Hyunjin'in yüzüne Changbin'in ardı arkası kesilmez yumrukları inerken, Changbin soluklanmak için geri çekildiğinde bu sefer Jisung, Hyunjin'in soluklanmasına izin vermeyerek yumruk atmaya başlamıştı.
Yumruklarının arasında, Hyunjin'in kan içinde kalan yüzüne "Şimdi gördün mü kim olduğumu? Şerefsiz!" diyerek kasıklarına tekme attığında Hyunjin iki büklüm olmuştu.
Her tarafı inanılmaz bir şekilde acıyordu, çırpınsa bile onu tutan wooyoung da güçlüydü, bu yüzden asla işe yaramıyordu. Arada sırada karşılık verebilmek için tekme ya da omuz atmaya çalışıyor ufak bir sarsılmadan öteye geçemiyordu. Sonunda yüzünden akan kanlar ağzına dolmuşken, arkadan Jeongin'in sesi gelmişti.
"Hyung!" Changbin hâlâ hınçla Hyunjin'e vuruyordu, fakat Jeongin'in sesi ile Jisung durmuş Changbin'i tutmaya çalışmıştı.
"Ne yapıyorsun? Dursana!" Jeongin Changbin'in kolunu tutarak konuşmuştu.
Jisung ve Wooyoung Changbin'i geri çekerken, Hyunjin kalmayan gücü ile yere çöküp ağzındaki kanları tükürmüştü.
Bu sırada Chae olaya girerek Changbin ve diğerlerini bir şekilde oradan uzaklaştırarak götürmüştü. Sonucunda ise, öldüresiye dayak yemiş bir Hyunjin ve onun önündeki Jeongin kalmıştı. Jeongin arkalarından bakarak gittiklerine emin olduğunda önüne döndü.
Yine yüz ifadesi bir anda değişime uğramıştı.
Jeongin kıkırdayarak Hyunjin'in yanına yere çöktü. Bir dizini yere yaslayarak yüzüne baktı.
Elini çenesine getirerek, kafasını kaldırmaya dermanı kalmayan Hyunjin'in kafasını kaldırdı. Yüzüne yaklaştı.
Kaşı patlamış,ve gözü çoktan şişmişti. Aynı zamanda burnu da kanıyordu. "Fazla mı ileri gittim?" diye sordu fakat Hyunjin kelimeleri zar zor algılıyordu.
Jeongin ayağa kalkarak yerdeki çantasını takmış ve yürümeye başlamıştı. Hyunjin ise hareket etmeye çalışarak yerde sızlanıyordu.
Sonunda Jeongin bir taksiye rastladığında, koşar adımlarla Hyunjin'in yanına gelmişti.
