12

2K 227 197
                                    

"Jeongin!" Chaeryeong hızlıca yerinden kalkarak, ağlayarak yürüyen Jeongin'in yanına ulaşmıştı. Onu oturdukları yere doğru getirerek oturttuğunda Changbin endişeli gözleri ile ona bakarak suyunu uzatmıştı.

"İyi misin Jeongin? Ne oldu?" diye sorularını sıralarken Jeongin hıçkırklarını biraz olsun dizginleyip suya uzanmıştı. Fakat içemeden yeniden başlamıştı ağlamaya. Wooyoung endişeli gözler ile ona bakarken, Changbin yerinden kalkarak Jeongin'in diğer yanına oturmuş ve kollarını ona sarmıştı.

Jeongin sonunda biraz durulduğunda kızarık gözlerini Changbin'e dikmişti. "Hyunjin.." diye mırıldandığında Changbin kaşlarını çattı. "Hyunjin mi bir şey yaptı? Söylesene ne oldu?" dediğinde Jeongin kafasını olumlu anlamda sallamıştı. "Onu, Minyeon ile öpüşürken gördüm.." dediğinde Changbin sinirle elini sıkmıştı.

"Aldattı mı yani o puşt seni, doğru gördüğüne emin misin?" kastığı çenesi ve sert ses tonu ile konuşurken, Wooyoung oturdukları masanın üzerine eğilerek Jeongin'in gözlerini siliyordu.

"O orospu çocuğunu öldüreceğim!" diye kükrerken Wooyoung ona dönerek gözlerini büyüttü. "Dursana bir, o Jeongin'in sevgilisi!" dediğinde Chae sadece onları izliyor, Jeongin'in kolunu sıvazlıyordu.

"Lütfen ona bir şey yapma hyung.." diyerek ellerini yüzüne kapatarak ağlamaya başladığında, Changbin Chae'ye bakmıştı. Chae üzgün ifadesi ile gözlerini yumduğunda, Changbin derin bir nefes verdi. Daha sonrasında Jeongin'e sarılarak kafasını göğsüme yaslamasını sağlamıştı.

Changbin, Jeongin'e gerçekten değer veriyordu. Açık söylemek gerekirse Jeongin sadece ona gidip "Hyunjin'i patakla." dese Changbin yapardı. Fakat yayınları bilmiyordu, ailesi ile ilgili her şeyi bilse bile bilmediği noktalar Jeongin'in ona açık olmasını engeliyordu. Mesela Hyunjin'i neden sıkıştırması gerektiğini açıklayamazdı çünkü changbin onların cidden sevgili olduğunu sanıyordu. Hatta Chaeryeong ilk kavga ettiklerinde Changbin'i zor tutmuştu, Jeongin'in yapacaklarını bildiği için engel olmasını istememişti.

Fakat şimdi küçük kardeşi olarak gördüğü çocuk hıçkırarak ağlarken Changbin'in kendisini tutması zordu. Onu böyle ağlattığı için Hyunjin'in yüzünü yumruklamak istiyordu.

"Wooyoung," Chae, Woo'ya baktığında Woo endişeli gözlerini Jeongin'den çekti. "Jeongin'i tuvalete götürsene yüzünü yıkasın." demişti. Wooyoung hızlıca kalkarak ağlaması duran Jeongin'i kaldırdı.

Bu sırada Chaeryeong, Changbin'e dönmüştü. "Sakın Hyunjin'e bir şey yapma oppa, Jeongin daha çok üzülebilir.." diyerek inandırılığı üst seviyeye taşımaya çalışıyordu. Changbin derin bir nefes vererek, bahçenin diğer ucunda yüzünü sıvazlayarak Seonghwa ile konuşan Hyunjin'e baktı. Çenesi kasılmış, yumruğunu sıkıyordu. Kendisini tutmak kolay değildi, çünkü kendisinin zaten yeterince fazla öfke sorunu vardı. "Ama eğer Jeongin daha fazla üzülmeye devam ederse beni tutma." dediğinde Chaeryeong kafasını salladı.

"Bende mutlu değilim durumdan, en yakın arkadaşımı böyle görünce benimde onu öldüresim geldi." demişti.

"Neyse yürü, Jeongin'e bakalım."

***

Kapı tıklandığında herkesin olduğu gibi Hyunjin'in de kafası kapıya dönmüştü. Jeongin kızarık gözleri ile burnunu çekerek, kafasını eğmiş "Özür dilerim efendim." diyerek sınıfa girmişti. Öğretmen ön sırada oturan çocuğa bakıp, "İyi misin Yang, bir şey mi oldu?" derken, herkes ne olduğunu anlamak için Jeongin'e bakıyordu.

Daha sonra Jeongin'in ağladığını anlayan birkaç kişi kafasını Hyunjin'e çevirmişti. Hyunjin ise şaşkın yüz ifadesi ile ona dönen gözlere baktı.

Jeongin'in hâlâ ağlıyor olması normal değildi, işin içinde bir şeyler olduğu kesindi ama ne olduğunu kestirememek Hyunjin'i daha çok zora sokuyordu. Jeongin videoyu yaymasının dışında, belki de az önce müdür yardımcısının yanında ağlamış ve Hyunjin'i şikayet etmişti. İftira dahil atmış olabilirdi. Bu yüzden Hyunjin deli gibi korkuyordu.

Ders, insanların Hyunjin'e laf atması ve Hyunjin'in, Jeongin'in kızarık gözlerini düşünmesi ile geçmişti. Teneffüs zili çaldığında ise Hyunjin salladığı bacağını durdurarak hızlıca ayağı kalktı.

Jeongin'in sırasına gelerek yanına oturmuş, ve sadece görünürde masum olan ifadesine bakmıştı. Jeongin gözlerini ona dikerken Hyunjin derin bir nefes aldı, "gözlerin şişmiş." elini yüzüne çıkararak, yanağına koydu, Jeongin ise sadece gülmüştü. "İnandın mı?" dediğinde Hyunjin elini çekti.

"Benim için bu kadar uğraşmana değmez." dediğinde Jeongin gülümseyerek ona eğildi. "Fazlasıyla değer, sevgilim." Elini çenesine koymuş yüzlerini yakınlaştırmıştı, sınıfın ortasında. "Videoyu yayınladın mı?" Jeongin gözlerini dudaklarına indirerek, "Tch." gibi bir ses çıkarmıştı. Daha sonra gözlerini gözlerine denk getirdi. "Daha oynanacak çok oyun var Hyunjin, şimdiden yayınlarsak ne anlamı kalır ki?"

Hyunjin, Jeongin'in elini tutarak sertçe çekmişti. "Kes şunu." dediğinde Jeongin de onun gibi ifadesini sertleştirdi. "Sana onunla konuşma dedim, sen onu öptün." dediğinde Hyunjin gözlerini devirmişti. "Ne yapacaksın yani, ağlayıp duracak mısın böyle?" dediğinde Jeongin şirince gülümsedi. "Ağlamam hoşuna gitmiyor mu? Bir de altındayken deniyelim."

"Siktir git Jeong." diyerek ayağa kalktığında, Jeongin sınıf kapısından içeri giren Jisung ve Wooyoung ikilisine baktı. Hızlıca ayağa kalkan Hyunjin'in peşinden gitmiş kolunu tutarak onu durdurmuştu. Hyunjin anlamayarak ona döndüğünde, "Senden gerçekten nefret ediyorum!" diye bağırdı bir anda. Sonrasında ise onu itekleyerek yanından geçmek üzereyken Hyunjin kolunu tutarak durdurmuştu.

"Daha ne kadar devam edecek bu rolün?" diye sessizce sorduğunda, Jeongin gözlerini onun gözlerine çıkardı. "Beni aldattın Hyunjin, ne bekliyorsun ki?"

"Bırak onu." Hyunjin gözlerini Jeongin'in şişmiş gözlerinden çekerek kolunu tutan Jisung'a döndü. Anlamayarak ona bakarken, Jisung çenesini sıkıyordu. "Sen kimsin amına koyayım ya?" diyerek ona dönerken, Jeongin bıyık altından gülerek bakıyordu ikiliye.

"Asıl sen kimsin lan, orospu çocuğu!" diyerek elini sıktığında, Hyunjin kolunu savurarak tamamiyle Jisung'a dönmüştü. "Önce aldat sonra gel burada ahkâm kes." iğrenerek ona baktığında, Hyunjin derin bir nefes aldı ve hızlıca Jisung'u itti. Çünkü anlam veremediği psikopat Jeongin ve onun akıl almaz oyunları yetmiyormuş gibi arkadaşlarıyla uğraşmak sinir bozucu hâle geleli çok oluyordu.

"Sanane onunla aramdakinden!" diyerek onu sıraya doğru ittiğinde, Jisung bir anlık affallamanın ardından kendine gelerek Hyunjin'i itmişti. "Bu durum onu üzüyorsa sanane diyemezsin!"

Wooyoung arkadan gelerek Jisung'u tutmuş, olası bir kavga için engellemeye çalışmıştı. Sınıfa Chaeryeong için giren Ryujin ise hızlıca Hyunjin'in yanına gelmişti. Tüm bunlar olurken, Chaeryeong ve Jeongin kenarda ikisine bakarak konuşuyorlardı. Daha sonra Jeongin ağlak bir tonda konuşarak Jisung'un yanına gitmişti. Onu nasıl kışkırtacağını biliyordu, ve bu durum Hyunjin için hiç iyi değildi.

***

hyunjini sikiolar

bu arada yanlis anlasilna olmasin Jisung Jeongine asik falan degil sadece yakin arkadasi ve Hyunjine gicik

michelle | hyuninDonde viven las historias. Descúbrelo ahora