On Sekiz

36.5K 2.1K 249
                                    






Babam beni şaşırtarak özel bir uçak ayarlamıştı. Kendisi söylemese bile sabah eve gelen Halil bey bunu söylemişti. Üstelik babamın da bir sonraki hafta Türkiye'ye geleceğini bildirmiş bu yüzden ev ayarladıkları söylemişti.

Hiçbir ayrıntıyla ilgilenmiyordum. Tek isteğim bir an önce gitmekti.

Sabahın en erken saatinde kahvaltı dahi etmeden evden ayrıldım. Babamla konuşmadan çıkmıştım.

Bu süre zarfında Asil'e söylememiştim. Çünkü ansızın karşısına çıkmak istiyordum. Yüz ifadesini görüp mutlu olmak istiyordum.

-"Otel ayarlamamızı istemediğinizden emin misiniz efendim?"

Uçağın inmesine yakın yanıma gelen Ömer'i yeniden olumsuz yanıtla gönderdim.

Öğle gelmeden Türkiye'ye ayak basmıştım. Havasını bile özlemem mümkün müydü? Tamamen yabancı olduğum ülkeye böylesine ait hissetmem inanılır gibi değildi.

Yorgunluktan ve uykusuzluktan bayılacak gibiydim. Ama bu beni yıldıramazdı. Aylar sonra gelmiştim zaman kaybedemezdim.

Hazırlanan arabalarla direkt yola girdik. Uçakta bir şeyler atıştırdığım için şuan sadece kahve içerek ayık duruyordum.

Çiftliğe ulaşmaya yakın ilk geldiğim günü hatırladım. Hem korkuyor hem heyecan duyuyordum.

Şimdi ise evime kavuşmuş gibi duygusal bir mutluluk içindeyim. Yeşilliği örtmüş beyaz kar muhtemelen bir süre daha kalkmayacaktı.

Her yer çok güzeldi.

İçim kıpır kıpırdı. Asil'i görecektim. Kalbim canlanacaktı.

Tanıdık avluya giriş yapmıştık. Diğer iki araba önden girdi. Ardından olduğum araba durunca direkt dışarı çıktım. Uzun çizmelerimle karlara bastığım an tebessüm ettim ve soğuk havayı içime doldurdum.

Öncelik olarak kalbim beni Asil'e yönlendiriyordu. Kimsenin dışarı çıkmamasını fırsat bilerek çantamdan telefonumu çıkarttım. Açtıktan sonra beni bekleyen adamlara ufak bir bakış attım.

Hızlıca Asil'in numarasına tıkladım. Açtığı gibi nefesimi tuttum.

-"Günaydın."derken sesim heyecandan titriyordu.

-"Günaydın ufaklık."diyince gülümsedim.

-"Evde misin?"diye sordum.

-"Şimdi çıkıyorum biraz işim var."

Aynı anda evin kapısı açıldı. Tam karşısında duruyordum. Dudaklarım sanki daha fazla gülümseyebilir gibi kıvrılıyorlardı.

Bir eli telefonda diğer eliyle paltosunun yakasını düzeltiyordu. Kapının girişinde öylece kalmıştı.

Gözlerim gözlerindeyken utanıp başımı eğdim. Ardından telefonu kapatıp montumun cebine attım.

-"Ayy Lavin hanım!"

Asil'e kavuşacak olan bedenim duyduğu sesle irkildi. Sakine arkamdan bağırdığında başımı çevirdim. Eli ağzında evin kapısında duruyordu.

Titrek bir soluk üfledim.

Tekrar Asil'e baktığımda durgun görünüyordu. Ama gözleri parlamıştı görmüştüm. Yavaşça dışarı adım atıp evinin kapısını kapattı.

Çenesini sıkarak önümde durdu.

-"Sarılmam gerekiyordu."dedi dişlerini sıka sıka.

Hafifçe tebessüm ettim. Aynı güçlü duyguları yaşıyordum. Bu yüzden kendimi tutabilmek için geri adım atarak halamın evine döndüm.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin