Kırk Yedi

20.7K 1.9K 276
                                    






-"İyi değilsen gidelim inat etme Lavin."

Omuz silkip örtüyü yüzüme kadar çektim.
-"İstemiyorum."diye tekrarladım.

Kapı tekrar çalınınca yatağa verdiği ağırlığını çekerek kalktı.

-"Çorba getirdim." Hanife ablanın sesiydi.

-"Hasta mı oldu? Neyi var?" Muhtemelen kapının önünden gelen ses içeri girmeden bakıyordu.

Niyazi beye karşı yatakta yatmak hiç uygun gelmese bile kolumu kaldıracak halim yoktu.

-"Ateşi var. Doktor çağıracağım." İtiraz etmeme kalmadan odadan çıktığını duyunca sırt üstü dönmeye çalıştım.

-"Arkana yastık koyayım rahatça iç olur mu?"

Başımı iki yana salladım.
-"Hiç aç değilim."dedim dudaklarımı aralayıp.

-"Ne yedin diye sormuyorum bile." Hanife abla itiraz istemez şekilde belime ve başımın arkasına yastık sıkıştırdı.

Bacaklarımın yanına oturup tepsiyi kucağına koydu.

-"O kadar kötü değilim."diye mırıldandığım esnada tepside duran bir kaç peçeteden üsttekini aldım ve hızlı bir zamanlamayla yüzüme tuttum.

Üst üste gelen hapşırık krizi Hanife ablaya yeterli bir cevap olmuştu. Ağzıma zorla kaşıkları sokuştururken yeniden çıka gelen Asil'e baktım.

Gözlerine değdiğimde bile göğsüme ağrılar saplanıyordu.

-"Yağmurdan dolayı biraz gecikebilir. Neredeydin sen? Hasta olacak kadar dışarıda ne işin vardı?" Sert ses tonu karşısında ağırlık çöken gözlerimi ondan kaçırdım.

-"Daha yemek istemiyorum."

-"Tamam gidip sana ıhlamur kaynatayım." Hanife abla Asil'den fazlasıyla çekindiği için hızlıca odayı terk etmişti.

-"Soru soruyorum Lavin?"

Rahatlamak amacıyla bir soluk almıştım ki sonu hapşırıkla bitti.

-"Islandım işte. Rahat bırak beni."dedim ve arkamdaki yastığı çekiştirerek düz uzandım.

-"Ne demek rahat bırak beni?" Geldi tepemde dikildi. Omzumdan çekince elini ittirip yan döndüm.

-"Halim yok."diyerek gözlerimi yumdum.

-"Örtme şu üstünü."

O çektikçe ben kapattım. En sonunda pes ederek örtüyü bıraktıktan sonra cenin pozisyonu alarak yattım. Üşüyordum fakat ona bunu söylemeyecektim.

Ayaklarımın ucuna oturup hala ısınmamış olan ayağıma elini koydu. Elinin sıcaklığı iyi gelirken dönüp ona bakmıyordum.

-"Nerdesin?"

Gözlerim kapalı olsa bile kulak verdim.

-"Başka bir zamana ayarla. Lavin biraz hasta gelemem."

Karnımı içeri doğru çekerek soluksuz kaldım.

-"Yok gerek yok."

-"Tamam Kaan konuşuruz."

Konuşmamak hatta ne konuşacağımızı bilmediğimden en iyi tercih uyumak gelmişti. İçimde tutamadığım bir hapşırık sonrası yastığa geri sindikten sonra karnıma kadar örttüğü örtüye elimi koydum.

Kısa bir süre içerisinde göz kapaklarım açılmamak üzere kapanmıştı.



Uyanışım şaşırtıcı bir biçimde hava aydınlıkken yaşandı. Yalnızca hayal meyal olarak hatırladığım tek şey gece uyurken koluma takılan serumdu. Gerisi tekrar derin bir uykuydu.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin