Kırk İki

24.6K 1.8K 176
                                    




Çiftliğe ulaştığımız andan itibaren bir saati aşkın süredir halamla birlikte vakit geçiriyordum. Verdiğim karara karşı beni şaşırtmayarak bana destek olması daha iyi hissetmemi sağlıyordu.

Asil'in sabırsızca yan evden beni çağırmasına daha fazla kayıtsız kalamadım. Attığı mesaja göz gezdirip halama tebessüm ettim.

-"Gidip eşyalarımı kontrol edeyim."dedim biraz çekinerek.

Aylar önce buraya bir yabancı olarak gelip de şimdi yan eve yerleşmek biraz utandırıcı oluyordu.

-"Git bakalım daha çok buradasın ne de olsa görüşürüz."dedi halam imalı imalı gülüşüyle.

Usulca sandalyeden kalktım. Yan bahçeye geçmem ve eve girmem yine uzun sürmüştü çünkü Luna beni bırakmamakta ısrarcıydı. Ondan zar zor ayrılarak bahçe kapısından eve girdiğimde Hanife ile karşılaştım. Beni burada görüp sevinen kişiler arasında listenin başında geliyordu.

-"Beyim kahve istedi sende ister misin? Başka bir şey istersen de hiç çekinme darılırım."diyip elini göğsüne koydu.

Başımı salladım.
-"Teşekkür ederim istersem mutlaka söylerim."dedim gülümseyerek.

-"Birazdan kurabiyeler fırından çıkacak. Getiririm yersin."dedi ve hızlıca gözden kayboldu.

Büyüleyici evin içerisinde yürüyerek merdivenlerden üst kata ulaştım. Yatak odasına böylece girmek kalbimi sıkıştırıyordu.

İçeride yere açtığı bavullarımın başında uğraş veren Meryem hanımı görünce kapının orada durdum.

-"Kolay gelsin."dedim utanç dolu bir heyecanla.

Başını kaldırıp gülümsedi ve yerden doğrularak kalktı.
-"Bitti sayılır. İstersen bir göz gezdir içine sinmeyen varsa yeniden yapayım."

-"Hiç gerek yok eminim güzel olmuştur."dedim ve kollarımı göğsümde bağladım.

Geniş gömme dolabın yarısında eşyalarımı görmek,bu eve ait olmak farklıydı.

İç çektiğim esnada belime dolanan parmaklar ve eşsiz kokuyla kalbim ağzıma geldi. Hızlıca başımı arkaya çevirdim. Beni koridora çekiştirerek sırtımı duvara yasladı.

Aralık dudaklarımdan belli belirsiz düzensiz soluklar çıkıyorken gözlerimi gözlerine diktim. Yüzümü avuçladı ardından burnumun ucuna minik bir öpücük bıraktı.

-"Her şey yolunda mı?"diye sorarken yanaklarımı usulca okşuyordu.

Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. Arasında sıkışıp kaldığım duvardan sırtımı ayırıp ellerimi boynuna uzattım. İsteğimi geri çevirmeden belime sarılarak ayaklarımı yerden kesti ve ona sarılmama yardımcı oldu.

-"Asil."dedim kısık tonda. İstekli sesime karşılık başını boynumdan kaldırıp yüzüme baktı.

-"Söyle bebeğim."

İçimde boğuşup durduğum meseleyi çözerek göğsümü ferahlatmam gerekiyordu. Sadece düşüncesi dahi utandırırken nasıl dile getireceğim hakkında en ufak fikrim yoktu.

İç çekip ellerimi göğsüne kaydırdığım anda merdivenden ses gelince başımı çevirip baktım.

Hanife ikimizi görünce gözlerini kaçırıp başını eğmişti.
-"Kahveniz beyim."

Asil kollarını bedenimden çekmeden aramızda mesafe koyarak uzaklaştı.

-"Çalışma odasına bırak."dedi Asil sadece.

MEVANiWhere stories live. Discover now