Elli Üç

23.9K 1.9K 137
                                    




Gün aydınlıkken dışarıdan gelen gök gürültüsü ve yağmur sesiyle gözlerim aralanmıştı. Soğuktan üşümüş burnumu yorgandan çıkartıp sabah rutiniyle birlikte bedenimi yataktan attım.

Karnıma dolanmış kolunu sonra düşünecektim.

Elim ağzımda banyoya ulaştığımda midem çalkalanıyordu. Kusmaya çalışırken yükselen öğürtü seslerimi duyduğuna emindim. Ki çok geçmeden bir elini karnımda diğerini saçlarımda hissettim.

-"Güzelim ne oldu? İyi misin? Sen neden böyle kusuyorsun sürekli?"

Doğrulup lavaboya yaklaştım. Ağzımı çalkalayıp yüzümü yıkadım.

Ellerim titrerken tezgaha tutundum ve bir kaç saniye bekledim.

-"Lavin hastaneye gidelim. Belli ki bir şey var. Ne zamandır devam ediyor? Sadece sabahları mı oluyor?"

Derin bir nefes aldım ve elini ittirdim.
-"İyiyim bir şeyim yok. Ev buz gibi! Üşütmüş olabilirim değil mi? Geldin yatırdın beni burada."

Söylenerek odaya giderken neyse ki midem daha iyiydi. Bugün uzun sürmeyecek olması çok iyi olmuştu.

-"Dün de üşütmüş müydün? Beni geçiştirme. Doktora gidiyoruz."

Yatağa oturup yorganla her yerimi kapattığımda bir tek başım dışarıda kalmıştı. Komik.

Karşımda gece değiştirdiği üstüyle pijamalarıyla duruyordu.

-"Terlik getir bana gideceğim."

Ağzının içinden bir şeyler söyleyip elini saçlarından geçirdi. Çok yakışıklı uyuz.

-"Başlatma terliğine. Hastaneye gidiyoruz tek bir laf etmiyorsun."

Ciddiyeti yüzünden başımda bir baskı oluşmaya başlamıştı.
-"Saçmalama ya iyiyim ben. Üşüyünce mideme vurur benim hep. Eskiden beri öyle." Ne güzel uyduruyorum.

-"Yalan söyleme."

Omuz silktim.
-"Ne yalanı söyleyeceğim ben sana? Ayrıca gitmek istesem kendim giderim. Bu ev ne böyle ya kutuplar gibi. Duramam ben burada."dedim konuyu değiştirerek.

-"Sen sabır ver ya."

Koca cüssesini yatağa bırakınca dudağımı büktüm. Koynuna sokulmak istiyorum.

Kolunu yüzüne doğru kapattı. Rahat rahat özlemle baktım. Gözlerim boynunda ve dudaklarında gezindi. Benim. Bana ait bir adam.

Öküz.

Ne olurdu beni o kadar kırmasaydı?

Yine gözlerim sulandı. Olmuyor ki böyle. Ağlaya ağlaya bir hal oldum.

-"Ben gidiyorum." Yorganın arasından kalkmaya yeltendiğim esnada nasıl olduysa beni yatağa yatırmış üstümüzü de örtmüştü.

-"Gitme işte kal biraz daha. Hem ben ısıtırım seni." Karnıma sarılarak sırtımı göğsüne çekti.

Ellerini böyle dolu dolu karnımda hissedince burnum sızlamaya başladı. Hep onun yüzünden bu haldeydik. Bana bir kere baksa ben böyle olmazdım ki. Gözlerini bile esirgemişti benden.

Şimdi omuzlarımda gerçeğin yüküyle onsuz idare etmek çok ağır geliyordu. Söylemeye dilim varmıyor söylemezsem buna hakkım yok.

-"Lavin...Lavin güzelim neden ağlıyorsun? Özür dilerim ağlama. Haklısın zorlamamalıydım. Lavin özür dilerim."

MEVANiWhere stories live. Discover now