ALEDA

Harelerine vuruldum

Arkamda ki haraketliliği hissetmemle arkamı döndüm , Bu Demin gördüğüm genç adamdı. İster istemez burayı istanbul olarak benimsemiştim. Haraketlerime dikkat etmeyerekten , sırıtarak elimi tezgaha koymuştum. "Ne istersiniz ağam?" Dedim.

Sadece birazcık dikkatsizce tanımak istemiştim. Ama sanırım Mardin ve istanbul çok farklı kültüre sahip iki şehirdi ve fazlasıyla garip kaçmıştı.

Bana döndüğünde yüzünü inceleyebilme fırsatı bulmuştum. Aslında yakından bakınca Lilan'ın neden bu kadar çok üstüne düştüğü belliydi , tam bir mardin kanıydı genç adamda , kara göz ve kara kaşları vardı kirli sakalları yüzü ve gözleriyle uyum içindeydi , Aslına bakarsan yutkunmadan edememiştim , Tipim değildi ama çekiciliğini hissettiriyordu anlam verememiştim.

Kim bilir Lilan bu adamı almak için kaç takla atmıştı , Kendi kuzenimi kendimden iyi tanırdım.

"Aslına bakarsan var! Acıktım. belki ağana bir şeyler hazırlayabilirsin."

Düşüncelerimi bölmüş ve beni bozmayaraktan konuşmuştu.

Tok sesi kulaklarımı doldururken , Şaşkınlığım verdiği yüz ifadem ile , kim bilir kaç saniye adamın yüzünü incelemiştim , Arkamı dönerek göz devirdim kendime.

"Sandviç yapıyorum o vakit , valla kusura bakma ama , hamarat değilimdir ağam." Dedim.

Genç adam ıslanmış üzerimi işaret etti gözleriyle , "belli" demişti , kısaca kestirip atarken. bir ona bir de üzerime baktığım zaman , Açıklama gereği duymamıştım Aslında , sandviçi tabağa koyarak ona doğru uzattım.

Elimden tabağı alırken fazlasıyla ağır davranıyordu , Uzattığım Tabağı alarak bir ısırık aldı ve kara harelerini yüzümden çekmişti. dudaklarımı yaladım , saçlarımı elimle arkama attığım zaman , Elimi omzuma götürüp sıvazlamıştım.

Bu haraketim aslında gücendiğim zamanlar da yaptığım bir alışılmaz halimdi , Şuan ise farketmeden yapıyordum. Bakışlarımı ona doğrulttum kara gözleri omuzuma kaymıştı , Elimi ister istemez direkt çektim kendimden , Aslında Birinin bizi böyle görmesini istememiştim.

Yakalanma riskiyle gerilen vücudum istemsiz bir şekilde ağırlaşmıştı , Gereksiz dedikoduyu kaldıramazdım bir de ilk günden.

huzursuz bir biçim de bakışlarımı çektim , genç adamdan.

hızlıca dışarıya çıkmak adına adımlarken , Bir şey demeden benim için kapıyı aralık bırakmıştı.

"Dokunuşlarının farkına varman hoşuma gitti. Hanım ağa yapma!" Dedi kara hareler.

Hızlıca kapıyı arkamdan kapatırken , avluya geri döndüm.

merdivenlerin oraya geldiğim zaman ancak aklıma nefes almam gerektiği gelmişti.

Derin bir nefes alırken rahatlayan bedenim söylenen sözleri ve dış dünyanın hızını kavrayamamış heyecanımın doruğundayken ellerimin titriyor oluşu sinirlerimi bozmuştu bir kaç dakika içerisinde.

İlk kez bu kadar mundar olmuş bir zihindeyken nasıl ayakta durabilirdim.

Kendimi hızlıca toparlayarak , Üst kata odama çıktım. Üstüme deri ceketimi geçirdim , akşam vakti mardin soğuk olurdu.

Odamdan çıktım ve aşağıya doğru merdivenlerden adımladım , Merdivenlerden inerken ezomu görmüştüm.

"Nereye ezom?"

Ezo beni görmesiyle durup bir hayli hızlı haraketlerle yanıma geldi ve gülümsedi.

'Ablam nişan tazeliyecekler Lilan ve mirza enişte' Ezonun dediğiyle durdum , Ne nişanıydı bu zaten nişanlanmamışlar mıydı? Daha fazla düşüncelere boğulmadan Ezo'ya ilişti gözlerim.