Sırlarınızın bekçisiyim

2.5K 135 55
                                    





Bahçesi bin demet laleler , orkideler ile bezenmiş geniş bir avluydu. Bahçenin ortasına küçük bir çeşme eşlik ediyorken , üzerine konmuş bülbül gibi öten kuşların sesi yankılanıyordu bahçede. İleride ki bahçe koltuklarına vuran yansımalar , Saray edasıyla bin bir türlü kapıya açılan , Alice Harikalar diyarına gelmiş gibiydi sanki ,  geniş ve ferah bir alanda , oldukça büyük olan tahta masanın etrafına yerleşmiş ailelerimiz ise , yemeklerine başlamış gözüküyorlardı. Geldiğimiz Konağın tek farkı , zevkle ve aşkla döşenmiş oluşuydu.

Elim kenetlenmişti kalbine , yükselen nabzımın eşiğinde masaya doğru yaklaşırken , istemsiz bir hıçkırığın pençesine tutulmuştum.

Tüm bedenimi etkileyen heyecan duygum , gerginliğimle harmanlanmış gelecek tepkilerin merakı ile yanıp tutuşuyordu.

Elimde olsa sürat halinde kaçma girişiminde bulunacağım atmosfer , elimdeki esmer el sayesinde , kendime Cesaret ve güç aşılıyordu bir nebzede olsa. Ayağa kalkan abilerim , El çabukluğuyla gördüklerini sindirmeye çalışıyorken , halamın bir hışımla kalkmasıyla ,  sandalyesinden bir patırtı kopmuş , gördüklerine karşılık Lilan'a taraf dönmüştü.

Hamile olmayışı bir bakıma , zerre yüzünün kızarmıyor oluşu , heyecan kaplanan bedenimi germeyi başarmıştı. Tek bir pişmanlık belirtisi göstermeyen ifadelerimiz , sapkınlığın eşiğindeymişiz de sanki , diyen bakışlara maruz kalıyorduk.

"Hakaret... Hakaret sayarım. Hele Kalbimi söküp koyasınız bu masaya yeğlerim. Konağınızı başınıza yıkarım."

Halamın sözleri ciddi ve bir o kadarda çetrefilliydi. Suspus olmuş ellerim , Mirza'nın ellerine kenetlenmiş bir halde , lâl olup kalmıştım. Halam kızına gönderdiği bakışlarıyla yalvarırcasına , kolunu tutarak olduğu yerden kaldırmış ve konuşması için elinden geleni yapmaya razı gözüküyordu. Lilan ile bakışlarımızın kesişmesi bir kaç saniyeyi bulmazken yanıma gerginlik seviyesi patlama durumuna gelmiş bir adet Boran'ın yanaşmasıyla , kendisinden bir kaç adım uzaklaşmış ve Mirza'nın arkasına geçmiştim.

"Güzelim..açıklamanı beklerim. Kızmam , açıkla derim. Açıklaki bu bedenimde ki gerginlik azalsın. Bilirim sende istemezsin."

Boran'ın ikna çabalarına sessiz kalırken , ayaklanan büyüklerimiz gösterdiğimiz bu tutuma bir o kadar şaşkın bir o kadar korkmuş gözüküyorlardı. İstediklerini yapmıştım ya! Dizlerinin dibinde , Mardin'de kalacaktım.

Zinar amca , Boran'ın oturması için eliyle yol gösterirken , Berzan babam tam aksi , sessiz ve sakin bir kartal edasıyla etrafını gözlüyordu. Boran saygıdan ötürü oturduğu sandalyesinden , bizde ki bakışlarını çekmiyorken , Halam ayaklandığı yerden bir hışımla masayı dolanmış ve karşımıza geçmişti.

"Sapkınlığın bu kadarı , hiç mi utanmanız , arzınız yoktur! Kızımla benim gururumu ayaklar altına alır , geçmiş karşımda dikilirsiniz , ya sen! Sen Hanım Ağa , enişten ile fingirdeşiyor musun bir de gizlice."

Son noktam , söylediği son cümlesi olurken , Mirza'nın ellerinden ayrılarak bir hışımla karşısına geçmiştim halamın. Ancak daha ağzımı açmama kalmadan , Lilan'ın sesi herkesin sesini kısmıştı o an.

"Ana! Yeter! Dur artık , gururumu ayaklar altına almaktan vazgeç. Mirza Ağa bu evliliği istemiyorsa , benim içinde artık bir hükmü yoktur."

Lilan , son durak olarak içinde sakladıklarının hepsini dile dökmüş ve annesini susturmuştu. Halam karşımda kızına şaşkın bir ifade ile bakarken , Berzan babamın talimatı hepimizi yerine oturtturmuştu.

"Davet edildik , hürmet gördük , yaygara çıkartır karşımda , susmasını bilmez misiniz? Oturun yerinize hele , bu konuyu daha sonra konuşacağız!"

ALEDAWhere stories live. Discover now