Ateş Böceği

1.5K 82 20
                                    





bağırmaktan çatallaşan boğazım ile birlikte ince bir sızı peş peşe gelmişti. Odun ve kül kokusu ciğerlerimi en derininden doldururken , öksürmekten sızlayan ciğerlerim ile nefes alıp vermem zorlaşmaya başlıyordu. Yüzümde ki siyah göz bandından algılayabildiğim sadece yüzüme vuran beyaz loş bir  ışık olurken , kulaklarımda tekrarlanan ince tiz çığlık seslerini , bozuk plak misali yankı yapan bu bodrum katında durmaksızın işitiyordum.

Her saniye yüzümün buruşmasından kaynaklı olarak sesin şiddeti artıyor ve baş ağrısına dönüşürken yerini tahammülsüzlüğüm kaplıyordu. Başımın ucuna eski antika yapımı , Hislon bir saatin olduğunu işitirken her saat başı çıkardığı ses ile gerginliğim kat ve kat artarken , son bir kaç dakikadır uykumdan uyandıran balta seslerini oldukça yakından işitiyordum. her bir balta sesinden sonra kırılan odunlarla birlikte , bir süre ses kesiliyor , sonrasında bir odun daha baltanın keskin ucundan , tok bir ses ile ikiye ayrılıyordu.

Ellerimden sıkıca tutularak , bileklerime fazla sıkı olmasada bağlanmış olan bu kalın zincirler , haraketimi zorlaştırırken , kalkmamı engelliyor ve havada tuttuğum kollarım iflas vermiş bir şekilde dik durmak için direniyordu.

Ayaklarım bu soğuk ve hisli bodrum katında çırılçıplak kalmış ve sanki ayağa kalksam derimin altını delip deşecek olan talaşlar , tüm derimi yırtacakmış hissine kapılmıştım.

Bir kaç dakika sonra kesilen odun kırma sesleriyle , nabzım hızlanırken , heyecandan dolayı soğuk terler döken anlımdan , şakaklarıma doğru inen terler gerdanıma damlıyordu. derin ve soluklu aldığım nefeslerimle eş zamanlı olarak öksürmeye başlamıştım. Ya! büyük bir yangının körüğüne hapsedilmiştim. Ya da yanı başımda ki , lav çukuru tüm heybetiyle ciğerlerimi sökmek için sıra kovalıyordu.

Titreyen bedenim ile gür bir kilit sesi çelik olan kapıya çarpan zincir sesleriyle gürültü bir biçimde açılmış ve içeriye dolan temiz hava ile eş zamanlı olarak işittiğim , asfaltın delici  ve kırıcı sesleriyle  hızla ilerleyen arabaların sesi doldurmuştu kulağımı. Tahminen çevre yolundan oldukça uzakta , otobana benzer bir yerdeydim.

titremem ile istemsizce yumruk haline getirdiğim ellerimle , bacaklarımı karnıma doğru çekmiş , cenin pozisyonunda ki bedenim ile arkamdaki duvara sinmek için büyük bir çaba harcamıştım.

"Tik! Tak! Tik! Tak! Tik! Tak!" Kulaklarıma dolan tok ses ile kan akışımın kesildiğini , uzuvlarımın sanki haraket etmesini unutmuş gibi , olduğum yerde kaskatı kesilen  vücudum ile beraber gözlerimi sıkıca yummuştum. Korkunun eşiğinde büyükçe bir boşluk ve savunmasızlık hissi bedenimi sararken , tenimin buz gibi soğuk olan derisiyle , korkunun salgıladığı semptomlarım anında sıcak basan birer alev topuna dönüşmüştü.

Küçük bir cızırtı ile Gramafon olduğunu anladığım seslerden çalınmaya başlanan plak ile sıkıca yumduğum gözlerimi aralamış , gözlerime bağlanmış ince tülbentten görmeye çalıştığım büyük bedenin tok sesini tekrardan işitmiştim.

"Lacrimosa!" Dedi. Tanıdık ses , kulaklarıma dolarken gerilen bedenim şok olmuşçasına mosmor kesilmişti.

"Mozart!" Dedi. Gramafon'a koyduğu plağın ismini söylemek istemişti. Adım sesleri yaklaşırken , anladığım kadarıyla tam karşımda durmuş ve derin bir nefes alarak devam etmişti konuşmasına. "Herkes küçüklüğümden beri farklı bir yapım olduğunu söyler , farklı! Diğerlerinden sürekli olarak farklı." Diyerekten kendi otobiyografisini anlatmaya başlamıştı. İstemsizce sıktığım çenem ağrımaya başladığında ,  bedenimi serbest bırakmak için büyükçe çabalar sarf ediyordum.

"Ama benim onlardan farkım ne biliyor musunuz musun?!" Dedi.

Her araladığı dudaklarından çıkan kelimelerden sonra , karşımda sinirlenmemek adına dişini sıkan bu sarışın adam yavaştan da olsa Susuyor oluşum ile sinirlenmiş ve gözü dönmüş bir biçim de beni belimden tutarak ayağa kaldırmıştı. Kaç saattir oturduğumu bilmediğim bu yerden ayaklandığımda bacaklarımın titremesiyle dengemi kuramamış ve karşımda ki sarışın adama tutunma ihtiyacı duymuştum. O ise bu halimi memnun bir şekilde karşılamış ve olabildiğince temas kurmak ister bir şekilde ona daha çok tutunmamı sağlamıştı. Konudan alakasız bir biçimde söylediği kelime ile duraksamış ve yutkunmuştum.

ALEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin