Hatırada ki kopukluk

1.4K 74 22
                                    




Sisli birer fırtınayı andıran kalp atışlarım , felaketin getirisi olarak bana karşımda ki bu adamı bağışlamış ve ölümüme yaklaştıran o karanlık yolun birer haritasını , gün yüzüne çıkartmıştı.

Nefes almamak demek! Onsuz olmak demekti. Nabzımın hızlanmaması demek! Dokunuşlarının olmayışı demekti.

Ölümüm için her defasında sürprizler hazırlayan kaderim. Bu defa acımamış ve beni nereden vuracağını bilerekten , günlüğümün bu tozlu sayfalarını tekrardan alevlendirmişti.

Acı ; belki de hiç bir zaman tadamayacağım zevklerim kadar istekli , aynı zaman da hırsım ve zekam kadar bitiriciydi. Hissiyat ; isteklerimin günden güne gerçekleşerek , solan bedenim için birer biçilmiş kaftandı. Umut ; büyük bir devrimi inşa edecek kadar güçlü! Tek bir kalkınmayla devrilecek kadar zayıftı.

Takıntılarım ise bu anlattıklarımın yanında küçük bir buğday tanesi kadar küçük , ancak sevdam gibi milyonlarca fazlaydı.

.

&18 sene önce&

Annemin elime tutuşturduğu , fazla sulamaktan dolayı solmuş begonya çiçeklerine baktım. Pembe , beyaz , turuncu ve kırmızı renkli olan bu çiçekler kararmış ve ötekileştirilmişti.

Gür Kumral saçlarım belime doğru uzanırken , giyinmiş olduğum mavi renkli elbisem ve terliklerim ile karşımda ki yüzü solmuş kadına doğru eğildim.

"Anne! Yoksa babam sanada mı istediğin oyuncağı almadı?"

Beyaz teni güneş altında durmaktan kızarırken , al al olmuş yanaklarıyla beyaz yüzüne renk gelmiş gibi ifadesizliğiyle bana doğru döndü.

Yüzümde beliren gülümsemem dişlerimi gösterecek şekilde genişlerken , kollarım sertçe tutulmuş ve bedenim sarsılmıştı.

Kahve gözlerim , Elimden birer birer çimenlere saçılan , solmuş begonyalara ilişti.

"Aleda! Beni iyi dinle , senin bir baban yok! Abilerin yok! Senin hayatında sadece annen var! Duydun mu beni.?"

Sarsılan küçük bedenim olduğu yerde annesinin kolları arasında kızaran gözleriyle birer birer damlayan göz yaşlarına hakim olamıyor ve değer verdiği insanların hayatından gitmesinden korkuyordu.

"Yalan söylüyorsun.! Babam ve abilerim , Onlar beni çok seviyor , sen kötü birisin."

Bağırarak ve çığlık atarcasına korkularını dile getirirken , annesinin bu ifadesiz yüzüyle korkmuşçasına hıçkırarak ağlamaya başlayan küçük beden , kurtulamadığı eller yüzünden ağlamaktan kızaran gözlerinin kapanmasına şahit olmuş ve bayılmıştı.

&18 sene sonra&

Derin sayılabilecek olan uykum , rüyadan uyanmak istercesine çırpınıyor ve gözlerini aralamak için büyük bir çaba sarf ediyordu. Kabusun yoruculuğu ile şakaklarımdan boynuma doğru akan terim bir kaç saç tutamımı ıslatmış ve kaşlarımı çatmama sebep olurken , kollarımdan sarsılmam ile ani bir haraket ile , olduğum yerden doğrularak uyanmıştım.

Dejavu olmuş gibi bir kaç saniye odak noktasını bulamayan gözlerim , etrafını netlerken yanı başımda yatmaktan çok korkmuş olan bedene ilişti gözlerim.

"Kabus'tu geçti! İyisin şimdi.." beni sakinleştirmek isteyen esmer eller belimden tutarak kendine doğru yaklaştırmış ve göğsüne yatmamı sağlarken , elleriyle terden yüzüme yapışan bir kaç saç tutamımı geriye doğru eliyle itmişti. Sonrasındaysa hemen saçlarımı okşamaya başlamıştı.

ALEDAWhere stories live. Discover now