Esaretin bedeli

899 53 24
                                    




Mirza Saruhan! onca hitabıma karşılık , sadece hiçbir şey bilmediğimi söyleyerek , beni bu dar alanda yalnız başıma bırakmıştı.

"Hiçbir şey bilmiyorsun...güzel gözlüm.!?"

Söylediği her bir kelime zihnimin içinde bir kez daha yankılanırken , bilmem kaç dakikadır ağladığım için kızaran gözlerime bakarak iç çekmiştim.

Ayakta durabiliyor oluşumu , akşama doğru Mirza'nın bana getirdiği haplara ve yaptığı pansumana borçluydum.

Ancak hala daha kırık ve dökük bir yürek , ayağa kalkmış sayılmazdı.

Banyonun aynasından , bedenime göz gezdiriyor ve çaresizliğimi bir kalıba sığdırmaya çalışıyordum.

Yenilgi...

Hayır! hayır o değildi.

İntikam...

Cesaretim mi vardı ki!

Aşk...

Defin edeli bir kaç saat oluyordu.

Gözlerimi sıkıca yumdum ve düşüncelerimi bir kenara bırakarak , hızlıca banyonun kapısını açmış ve odanın içerisine adımlamıştım.

Tıktıkları bu rutubetli yer , daha fazla burada durmamam ve istediğim cevapları almam için adeta haykırıyordu.

Odanın ahşap kapısına yavaş adımlarla yaklaşırken , kahverengi kulbu çevirdiğim vakit , gürültülü sayılabilecek derece de gıcırdayarak açılmıştı.

Ne yani! Kapıyı kilitlemiyor , üstüne bedenimi hırpaladıktan sonra iyi olmam için bana mı bakıyorlardı.

Ruh hastaları....

Önüme çıkan uzun merdivenler ile kaşlarım havalanmış ve istemsizce yutkunmuştum. Korkuluklardan tutunurken , az bir miktar eğdiğim başım ile etrafıma gözlerimi gezdirmeye başladım.

Benim sandığımın aksine , içeride sadece iki hizmetli temizlik yapmakla uğraşıyor ve görmek istediğim o iki adamın yüzlerini göremediğim için ise , kendime kızıyordum.

Merdivenlerden yavaşça aşağıya inmeye başladım. Çıplak ayaklarım her ahşap merdivenle buluşunca , içimi bir ürperti sarıyor ve soğuktan dolayı titrememe vesile oluyordu.

Son basamağı da inmeme kalmadan , hizmetlilerin dikkatini çekmiş olmalıydım ki ikisi de bana dönmüş ve gergince gülümsemişlerdi.

Umarım yukarı çıkmam konusunda ısrar etmezsiniz...yoksa ikinizin de icabına bakmaktan çekinmem.

Zihnimdekileri sanki dışıma vuruyormuş gibi , başımı sağa ve sola doğru sallayarak kurtulmaya çalışmış ve tekrardan göz hizama giren otuzlu yaşlarında ki bu iki kadına odaklanmıştım.

"Aleda Hanım!? Sizi içeride bekliyor olacaklar. lütfen büyük holü takip ederek sola dönün.....karşınıza ilk çıkan kapı , büyük salona açılıyor."

Kadının gülümseyerek her bir kelimesini dikkatle dinlemiş ve hiçbir şey demeden yol tarifine uyarak büyük koridordan ilerlemeye başlamıştım.

Etrafıma bakınırken , sol tarafımda zaten kapısı açık olan ve konuşma seslerinden orada olduklarını anladığım yere doğru döndüm.

Bakışlarım anlık olarak , üzerimde ki pijamalara takılmış ve yanlarında böyle duracak olmamdan kaynaklı utanmamı saklayamamıştım.

İnsanın elinden iradesi ve gücü alınınca bulunduğu duruma utanırmış meğersem. Hiçbir zaman tatmadığım duyguları , sayelerinde tatmamda yardımcı oluyorlardı.

ALEDAWhere stories live. Discover now