Aşk mı gurur mu

965 62 18
                                    


"Dokunma artık.! Bir şeyi anlaman için daha kaç defa tekrarlamam gerekiyor.?! Açıklamanı dinlemek istemiyorum."

Bar'dan çıkışımızdan bu yana otel odasına gelmiş ve Ezo'ya bir iki ilaç verip uyuması için onu rahat bırakmıştık. Tabi bu süreç boyunca yanımızda duran Aybar bize fazlasıyla yardımcı olurken , ta ki içeriye bizimkiler girene dek bu yardımlaşma devam etmişti.

Ancak bir anda  kıyamet koparken , Mirza oteli inletecek derece de yüksek sesle bağırarak yanımıza yaklaşmış ve Aybar'ı yanımızdan kovar misali dışarı çıkartmıştı.

bu süreç boyunca Boran'da boş kalmazken , Yıldız'ın başına üşüşmüş ve bir milyon tane soru yönelttiği sırada Yıldız'dan red yediğin de susup kalmak zorunda kalmıştı.

Can'da yanlarındayken  onu özlememe rağmen bir türlü sarılmaya ve ne yaptığını sormaya vakit bulamadan içeriye büyük bir gürültüyle Mirza girmiş ve beni kolumdan tutarak teras katına çıkartmıştı.

İşte şimdi ise ikimizin de sinir patlaması yaşadığı o ana denk gelmiştik.

"Ne yani.!? Güvenmiyor musun bana.! Madem açıklamamı dinlemiyorsun , sen açıkla , açıkla ki bu Aybar denen herifin sizin neden yanınızda olduğunu anlayayım."

Mirza'nın hala daha sesini yükselterek konuşması beni daha çok geriyorken , iki elimle yumruk atarcasına göğsüne vurmuş ve kendi bedenimden uzaklaştırmıştım.

"Görgüsüz gibi davranma , karşımda bağırmayı kes.!"

Bu haraketim üzerine Mirza'nın elleri , iki bileğimi yakalarcasına sıkı sıkıya tutmuş ve beni kendisine çekmişti.

"Hoşuna mı gitmiyor.! O zaman daha fazlasını yaparım. Sen açıklama yapana kadar seninle temas etmekten kaçınmam , sözlerimi dikkate alman için , daha nasıl bir karaktere bürünmeliyim söyle bana.!"

Karşımda sevdiğim adam dururken ve kendisine de fazlasıyla sinirlenmişken kelimeleri bir araya getiremiyor oluşumla beraber sıraladığı kelimeler ile susup kalmıştım.

O an diyecek hiç bir şey bulamamıştım. Sevdiğim adamı ; O kadınla kol kola neden gördüğümün  hesabını bile soramayacak kadar hemde.

"Susma karşımda güzelim.! Susma işte , beni cevapsız bırakma , söylediklerimin havada kalmasına izin verme , sana dokunduğum da benden iğrenir gibi  kendini geri çekme.!"

cüsseli bedeninde hapsolan bedenimi bir hışımla geri çekmiştim. Tüm sözlerine rağmen tek bir kelime etme girişimin de bile bulunmadım.

"O kadını bir daha yanında görürsem , karşında konuşacak bir Aleda bulamazsın..." demiş ve yüzüne bakmadan aşağıya inmiştim.

Çünkü biliyordum. Şaşırmışlığın verdiği o yüz ifadesini görmek bile iğrendirmişti beni , gerçek olmasa bile anlık olarak aldatılmış gibi hissetmem normal değildi.

Gözlerimi yummuş ve ağlamamak için zor tuttuğum göz yaşlarımı bir iki damla eşliğin de akıtırken , karşımda bu derece deliye dönerek hesap sormasıyla iyice sinirlenmiştim.

Asıl sinirlenmesi , kırıp dökmesi gereken ben değilmişim gibi haklı çıkmaya çalışması ve benim kendisinden gidemeyecek olmam konusunda ki tutumu beni güldürüyordu.

İstersem giderdim , deli gibi tutulsam bu adama giderdim. Bir kere yaptıysam arkamı dönüp gittiysem yine yapardım. Ama neden hala inatla bu sözleri sarf ettiğini anlamayacak kadarda aptaldım.

Gözlerim salona iliştiğinde beraberinde gelen o tartışma seslerini duymamla bir kaç saniye istemsizce salon kapısına doğru yaklaşmış ve giderek netliğe kavuşan konuşmalara kulak misafiri olmuştum.

ALEDAWhere stories live. Discover now