İhaneti Buz

1K 65 29
                                    


"Güzelim oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen , keyifli okumalar dilerim."
 

Şık bir akşam yemeği ; etrafımızda dört dönen onlarca insan , herkese inat aşkın körüklerini yaşayan iki genç.

Tanımak yıllarını alır derler , sezgilerin ise gerçekleri. Peki ya şimdi! tam karşımda duran bu adam , kusursuz bir paranoya mıydı?! Yoksa gerçekler mi?

"İnatçısın...ama aptalsın leydim?!"

Bilmem kaçıncı defa yüzüme yediğim darbelerin , bedenime çöken ağırlığın , üstesinden gelmeye çalışıyordum.

kulaklarımı dolduran ve uyumama izin vermeyen sesin sahibi , sadece emirler yağdırıyor ve beni bir kez daha büyük bir acının eşiğine sokarken , hakaretlerine maruz kalıyordum.

Direndim...direnmeye çalışırken aciz görünmekten ölesiye korkuyorken , bitap düşmüş bedenimi ayakta tutmak için kendimle savaş veriyordum.

"Genç hanım! O sikik dudakların arasından bir cümle duymak için beni yalvartıyor musun?!"

Göz kapaklarım yediğim tokat ile tekrardan kapanırken , başım sol tarafıma doğru düşmüş ve bir daha kalkmamak adına son kez kulaklarını dolduran kırık sesi dinlemişti. Bu bodrum katında , duvarlarına sinmiş insan bedenlerinin kokusuna , son kez bilincim açık bir haldeyken ev sahipliği yapmıştım.

"Götürün...kendisiyle biraz da Mirza ilgilensin , Belki aşkını görmek şakımasına vesile olur!"

Tüm bedenimi saran acı ve sızlamalarla , şişmiş göz kapağımı araladım. Bu sefer ellerim ve kollarım bağlı değildi ve yattığım yatakta rahatça haraket edebiliyordum.

Bir süre odanın içerisine sızan güneş ışığına alışmayı beklemiş ve tam anlamıyla etrafımı netleyen görüntüyle , yatak başına tutunarak kalkmaya çalışmıştım.

lakin saatlerce aynı pozisyonda sabit bir şekilde bağlı kalan bedenime inat , yerinden oynayacak güce sahip olmayışım bir nebze olsun içimi burkarken , kanlanmış göz çanağım dün geceden beridir veremediği göz yaşlarını birer birer akıtmaya başlamıştı.

Etrafıma , yaşananlara ve bedenime birer öfke ve ihanetle bakarken , aslında ne kadar aptal olduğumu düşünüyor ve içimde ki üzüntünün kızgınlıkla harmanlanmasına izin veriyordum.

Bir süredir tek bir nokta da nükseden bedenim. Önüme konan tepsiyle , bir süre boyunca afallamış ve önüme konan yemeklere , sonrasındaysa kızarmış gözlerimle tanıdık esmer ellere bakmıştım.

O doyasıya öpülesi eller , şimdi ne kadar da nefret kokmaya başlamıştı.

"Ye ve ilaçlarını al?!"

Duyduğum sesin sahibine bir kez olsun çıkartmadığım bakışlarım ile sözlerini ikiletmeden yüzümün buruşmasına vesile olacak , o ağırlıkta ki tepsiyi bacaklarımın üzerine koymuştum.

O an elime tutuşturduğum çatal ile morarmış ellerimde ki bakışlarımdan , görüş açıma giren parlak bir yüzükle kalbim teklemişti.

Kızarmış gözlerim , Bir süre donuk bir biçimde ellerime , oradan ise başımda dikilmekten vazgeçmeyen o adamın bedenine ilişti.

"Yakıştı..."

Bir kez daha , soluksuz bir biçimde tekledi kalbim....bağırmam , çağırmam , öfke nöbetleri geçirmem gerekirken , ağzımı bıçak açmıyor , tüm görgüsüzlüklerine göz yumuyordum.

Şayet eğer konuşursam ağır konuşurdum. Dudaklarımdan çıkan her bi sözcük kalbine bir hançer gibi saplanır beni gebertmek için an kovalardı.

Eğer susmazsam canını yakar ve daha fazlasını yapmaktan çekinmezdim. Ama içimi kemiren tek düşünce kalbinin kırılacak oluşuydu.

Aptaldım...istediğim vakit beni tıktıkları bu yerden kollarımı sallaya sallaya giderdim. Hepsini , tek bir acıma duygusu göstermeden ezer geçerdim.

Ancak yorgun , çaresiz , zihninde ki yıkıma yığınla cevap bekleyen , kalbi kırık bir kadındım.

Elimde ki çatal ile önümde ki bir kaç parça salatalığı zor bela tüketirken , sessizleşen bu dört duvar içerisin de   , benim yutkunma seslerim ve nefes alış verişlerimizden başka hiçbir şey duyulmuyordu.

Tepsiye göz dikmiş bulunduğum yerde kusmamak için kendimi sıkarken , harelerim süt reçeline erişti.

Bana neden annem gibi davranmıştı. Beni neden hırpaladıktan sonra , küçücük şeylerden mutlu olduğumu bilerek , önüme boş bir kalp sunuyordu.

Şayet artık bir kalbi olduğunu düşünmüyordum.

Önümde ki tepsinin yarısına gelememişken bedenimi saran tokluk hissi ve mayışmışlık ile yanda ki bir kaç ilacı alarak tekte ağzıma atmış ve su yardımıyla yutmuştum.

Tepsiye bardağı koymam ile , ayağa kalkan bedeni önümde ki tepsiyi almış ve komodinin üzerine bırakmıştı. Usulca haraket eden bedeni , gözlerimi kamaştıran perdeleri çekerken , o an da inadına tüm bedenim güneş ışınlarıyla bezensin istemiştim.

Bir kaç saniye sonra banyo olduğunu düşündüğüm yere girip çıkması bir olurken , yavaşça yanıma yaklaşmış ve oturduğu berjeri bana doğru yaklaştırmasıyla , olduğum yatakta ondan gayrı sola doğru kaymam ile yaptığı işe odaklanmak yerine , tüm irisleri bende odaklamıştı.

Yaptığımı haraket sinirine gitmişti. Değişen ve kesik kesik hal alan nefes alış verişleri , hızlanmıştı.

"Pansuman yaptıktan sonra istediğin kadar yatabilirsin...."

Esmer elleri önce , ellerimi nazik haraketlerle tutarak yavaş yavaş pamuğa döktüğü batikon sürmüştü. yaralarımı sadece dıştan kapatmak için sarf ettiği çaba , sinirlerime dokunmuştu.

"Mirza Saruhan , artık hiçbir sözünüz bende geçerliliğini sağlayamaz bir noktaya geldi. Ne derseniz diyin , bu kadın bu andan itibaren yaşadığı her şeyin acısını misliyle çıkartacak.!?"

Sözlerim birer hançer gibi yüreğine saplansın , her batışın da bir kez daha bin misli acı duysun istemiştim.

Ancak tek alabildiği cevap beni bus kesmişti. 

"Hiçbir şey bilmiyorsun , güzel gözlüm..."





Değerli okuyucularıma dedim ki , neden şok olacakları bir bölüm atmıyorum....

Evet aşklarım!? Kusuruma bakmayın ama , bunu yapmak zorundaydım. Çünkü hikayenin en başından beri böyle bir planım vardı ve bazı okuyucularım Mirza ve Aleda ilişkisini çok hızlı bulmuştu.

Hayır bebeklerim! tam aksine işte bu yüzden bu kadar mutlulardı. Şayet bu mutlu olmayacakları anlamına gelmiyor ancak aklımda ki fikirlere kalbiniz durur. merak etmeyin , Mirza Saruhan asla gözümde kötü bir karakter olarak kalamayacak derece de güzel bir adam , bu yüzden içiniz rahat olsun.

Ve gerilerek okuyacağınız güzelim bölüme oylarınızı ve yorumlarınızı bolca bekliyor olacağım.

Hepinizi çok ama çok öpüyor ve keyifli okumalar diliyorum.🤍

ALEDAWhere stories live. Discover now