İstanbul'un Özlemi

1.2K 73 22
                                    





"Güzelim..!"

Saçlarıma ve yüzüme değen parmaklar her geri çekilişin de , temas edilen her bir parçamı titretmiş ve huylandırmıştı.

Gözlerimi yavaş ve ağır haraketlerle aralarken , harelerim önce tam dizimin dibinde ayakta duran Mirza'nın gövdesinde gezinmiş , sonra yüzüne doğru çıkan bakışlarımla istemsizce esnemiştim.

"Çok mu uykusu var yoksa benim sevgilimin!" Hafif sırıtmayla beraber söylediği her bir kelimede gülüşüm daha da genişlemişti.

"Hmmm hmm! Sevgilin miyim cidden?" Uykulu bedenim ve kısık gözlerimle sırıtarak konuştuğum da bu sefer odamın duvarları kahkahası ile bezenmişti.

Yavaşça ellerini belime ve bacaklarıma götürürken beni ani bir şekilde Berjer'den kaldırmış ve kucağına almıştı.

"Beni elinde oynatıyorsun haberin yok be! Güzelim..." en son söylediği cümle ile kafamı boyun girintisine gömmüş ve kollarımı boynuna dolamıştım.

Serumun ve verilen ilaçların etkisinde olduğum için oldukça halsiz ve güçsüz düşen bedenim uyanmakta zorlanıyordu.

Gözlerim kapalı ama bilincim açık bir şekilde Mirza'nın ayakkabılarının tok seslerinden sonra merdivenlerden indiğimizi anlamıştım.

"Şey! Ben hazırım enişte! Aleda ablam iyi mi?" İşittiğim ses ile gözlerimi yavaş bir biçim de tekrardan açmış ve kafamı hiç kaldırmadan başımı döndürmüştüm.

"İyiyim Ezom! Çirkin miyim yoksa?" Ezo'ya karşılık dudaklarımı büzerken , Ezo'nun şaşırmış yüz ifadesiyle bir süre bakışmış ve tekrardan gözlerimi kapamıştım.

"Eeee! En iyisi ben Ferat abiye bavulları yerleştirmesini ileteyim." Ezo'nun şuan kızarmış bir şekilde yanımızdan ayrıldığının farkındaydım ancak gözlerimi açacak mecalim bile yoktu.

"Yavrum! Gel şimdi seni buraya oturtturalım , üzerine kalın bir şeyler giy olur mu?" Mirza bedenimi yavaşça yumuşak pufa bırakırken , bir anda boşlukta kalan bedenimle titremiş ve huysuzlanmıştım.

"Beni neden indirdin kucağından.." Mirza bir yandan üzerime kabanımı giydirirken , söylenmem üzerine ufak çaplı bir şekilde sırıtmıştı.

"Seni tekrar mı kucağıma alayım." İnatla bilerek sorduğu soruya cevabımı bildiği için başımı yukarı doğru kaldırmış ve gözlerimi kısmıştım.

"Benimle dalga geçiyorsun.!" Mirza'nın bu defa kahkahası kulaklarımı doldururken , saçlarımı kabandan çıkartmış ve kulağımın arkasına sabitlemişti.

"Merak etme güzelim! Seni kucağıma alacağım ama önce botlarını giydirelim."

Bu defa esmer elleri yavaş haraketlerle sıkıca ayak bileğimi kavramış ve botlarımı giydirmişti. Tekrardan beni kucağına almak için yöneleceği zaman işittiğimiz sesler ile solumuza dış kapıya doğru dönmüştük.

"Abicim!"

"Aleda Abla! Hazır mısınız?"

Hep bir ağızdan işittiğim sesler ile elimle kulaklarımı kapatmış ve yüzümü buruşturmuştum. Serumdan sonra iyi olacağıma , daha hassas olan bedenim her şeye duyarlı hale gelmişti.

Boran Yıldızın elini sıkıca tutmuş bana meraklı gözlerle bakarken , Ezo'nun da yanında kalır bir tarafı yoktu.

"İlaçlardan dolayı böyle! Endişelenmeyin." Mirza Abime hitaben konuştuğun da yüzümü buruşturmuştum. Ona karşı hala dinmemiş öfkem ve hali hazırda beklediğim bir özür vardı.

ALEDAWhere stories live. Discover now