Sırrın Kumralım

915 66 16
                                    


Karşımda fiziksel olarak benden oldukça cüsseli duran bu genç adamın , kumral teni , güneşlenmekten bronzlaşmıştı. ve bu sayede saçlarıyla uyum içerisin de duruyordu.

Bıraktığı kirli sakalları ve sürdüğü losyonuyla beraber yanı başımda oturan bu genç adamın kokusunu içime çekerken görünüşünden farklı olarak tatlı ve şekerimsi kokusu , beni anlık olarak gülümsetmişti.

Tarzı ve duruşu bana oldukça sevgilimi hatırlatırken , on dakikadır aklımda olan kişinin , bir kaç saniye bile olsa bu adama dikkat kesilirken unutmak iyi hissettirse de , tekrar hatırlamış ve gördüklerimi zihnimde canlandırmamla yüzümü buruşturmuştum.

Hesabını elbette soracaktım , Açıklamasını tabiki de dinleyecektim. ancak tek bir haraketin de ,  bulunduğumuz mekanı başına yıkma düşünceleri bedenimi sarmış ve sinirlenmemek için elimden gelen her şeyi deniyordum.

"Kim bu adam!? Sen konuşmazsan ben konuşacağım artık.!"

Yıldız'ın sessiz bir biçim de bana doğru eğilerek söylediği sözler üzerine , başımla onu onaylayarak , geldiğimizden beri elinde ki içkisiyle tek bir kelime dahi etmeden , etrafını izleyen bu genç adama yöneldi bakışlarım.

"Afedersiniz.! Dışarı da biraz kabalık ettik ama , korunma iç güdüsü işte..."

Sesli müzikten kaynaklı olarak , uğultu olmasına rağmen vip katında bulunduğumuz için , buranın yalıtımının sağlamlığından dolayı hafiften duyulan müziğin eşliğinde sesimi birazcık yükselterek konuşmuştum.

Bana doğru dönen gözler anında harelerimi tek bir odağa , gözlerine kenetlerken , olduğum deri koltukta biraz kıpırdanmıştım.

Daha önce kimsenin gözlerine karşı bu derece de hayranlık duyduğumu bilmezdim. Ancak ilk defa mavi ve yeşilin birleşimini bir adamın karakteristik yüz hatlarına oldukça yakıştırmıştım.

"Size karşı saygıda kusur etmeleri , benim hatamdı. Hatamı mazur görürseniz eğer , bu akşam size özel kendi ellerimle , bir kaç kokteyl yapabilirim."

Teklifine karşı samimiyetimle gülümsemiştim. Ancak yanımız da Ezo varken , bu gecenin daha fazla uzamaması gerektiğini düşünüyordum. Belki de şuan da otele dönsek hepimiz için daha iyi olacaktı.

Bugün yaptığımız onca koşuşturma , herkesi hem fiziksel hem de zihinsel olarak fazlasıyla yormuştu.

Bir kaç saniye teklifine karşı sessiz kalışım ve düşünceli tavırlarımdan dolayı güven vermek istercesine elini uzatmıştı.

"Aybar ben , siz Hanımefendi?! Sizinle tanışmak benim için büyük bir incelik."

Kararsız kaldığımı gördüğü için önce ismini söylemiş sonrasındaysa elini uzatmıştı. kısa bir süreliğine tokalaşmış ve ellerimizi ayırmıştık.

"Aleda bende , Memnun oldum Aybar Bey.!"

Karşılıklı olarak birbirimize isimlerimizle hitap ederken , bu genç adamın nezaketine , normalde olsam laf kalabalığı ya da samimiyetsiz şeklinde yorumlardım. Ancak karşımda ki kumral genç adamın , sıcaklığı ve samimiyeti söylediği her kelime için birer tez gibiydi.

"Sanırım sizi bu derece düşünmeye zorlayan birisi var , haksız mıyım?!"

Hala daha mesafeli ve saygı çerçevesi içerisin de konuşurken söylediği cümle sonrasında istemsizce gülmüştüm. Aralanan dudaklarımı tekrardan birbirine kapatırken konuştum.

"Sevgilim , kendisini son bir kaç saattir aklımdan çıkarabildiğim söylenemez. Aslında haklısınız."

Yavaş ve hasret dolu her bir kelimemde beni dikkatlice dinlemiş ve gülümseyerek yanında ki dolu kadehi bana uzatmıştı.

ALEDAWhere stories live. Discover now