"Hiç romantik olamayacağım. Sana o kadar derece yaptırdım, bunun bedelini benimle evlenerek öder misin?" Kendi kurduğu cümleye güldükten sonra sesli bir şekilde yutkundu. "Benimle evlenir misin Defne Eroğuz?"
04032022-
Oy yorum atarsanız sevinirim. Herkes hiç yoktan iki yorum atsa 400 yorum oluyor zaten be, bana iki yorumu da mı çok görüyorsunuz da yüz yorumda kalıyoruz nhmjj
Dolu Kadehi Ters Tut- Neyin Nesi
¤¤¤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
°
Uykumdan sırtıma dokunan soğuk havayla uyandım bir anda. Yumuşak yüzeye yaslı olan sırtım boşlukta kalmıştı birden. Bedenimi taşımakta da zorluk çektiğim için düşmemek adına mecburen uyanmak zorunda kalmıştım.
Bedenimi saran ürperti ve titreme dalgasından kopabilmek adına tam gözlerimi açacaktım ki sırtım tekrardan birleşmişti yumuşak bir zeminle. Tek sorun, uyanmadan önceki hissettiğim rahatlığı ve sıcaklığı hissedemiyor oluşumdu. Üşüyordum.
"Soğuk." diye mırıldandım yarı ayık bir şekilde. Sesimin hiç çıkmadığını fark ettiğimde ise derince yutkunup tekrar kurmayı denemiştim aynı cümleyi. Ama sadece denemiştim çünkü boğazım da ağrıyordu.
Sanırım hasta olmuştum.
Yutkunduğum an boğazıma bıçaklar batıyormuş gibi hissettiğim için de istemeye istemeye de olsa tamamen arındım uykulu hâlimden.
"Günaydın."
Araladığım gözlerimin odağına bir çift el girdiğinde sesin sahibinin de aynı kişi olduğunu fark etmiştim. Bakışlarımı biraz daha yukarıya doğru kaldırıp ona baktım şaşkınca. Saçlarımla oynuyor olan eli anında alnımı bulmuştu ona bakmamla.
"Daha iyi misin?" diye sordu eli hâlâ alnımdayken. "Birkaç saattir ateşini düşürmeye uğraşıyorum."
"Saat kaç?" diye sordum zor da olsa. Konuştuğum an istemsiz bir şekilde yüzümü buruşturuyordum, boğazım gerçekten de çok ağrıyordu.
"İkiye geliyor." Yatağın üzerinde açık bir şekilde duran tabletinin ekranını karartıp yatağa bitişik olan masasının üzerine bıraktı seri bir şekilde. Başımda durduğu vakitte ders çalışmış olmalıydı. "İyi dinlendin mi?" diye sordu kendini iyice toparladığında.
Beni endişeli bir şekilde süzüyor olduğunu fark etmemle kendimi az da olsa gülmeye zorlayıp yattığım yerde kıpırdandım. Doğrulmak istiyordum fakat bu şu anki halimle mümkün değil gibiydi. Kafam yanıyor gibi hissediyordum ve üstüne üstlük üşüyordum, bir de tüm bunların üzerine halsizlik hakimdi vücuduma.
Yine de "Evet, yeterince iyi dinlendim." diye cevapladım sorusunu. Endişesine endişe katıp onu huzursuz etmek istememiştim. Zaten benim için elinden gelenin de fazlasını yapmıştı.
"Bu arada" diyen çekingen sesi kulaklarıma ulaştığında az önce ağırlıkla kapanan göz kapaklarımı geri kaldırıp beni izleyen mavilerine baktım. Ona baktığımı görmesiyle parmaklarını tekrardan saçlarımdan geçirip konuşmaya devam etmişti. "Annen aradı, onunla konuştuk biraz. Bilgin olsun."
