❄️

311 44 46
                                    

Kulaklarında cihazın kesilmeyen sesi yankılanırken önüne doluşan insanlara bakıyordu Kei. Doktor, hemşire, telaşla ve gözyaşları içinde oradan oraya yürüyen endişeli kadın.. Hepsi yararlı yararsız bir şey yapıyordu, Kei hariç. O sadece oturup gözlerini dikebilmişti. Kalkmak istemesine rağmen hareket edemiyordu.

"Tadashi.." diye mırıldandı gözyaşları yanaklarından süzülürken. "Gitme, bırakma beni! TADASHI!"

Kalbi göğsünü delercesine atarken hızla gözlerini açmıştı Kei. Daha doğru düzgün nefes bile alamamasına rağmen doğrulup koltuğun kenarından tutunarak ayağa kalktı ve çocuğun yanına geçti. Hırıltılı nefesini duyabiliyordu, bu içini rahatlatmıştı. Sadece bir kabus olduğunu bilse de kontrol etmese rahat edemezdi.

Geri geri gidip koltuğa oturduğunda dirseklerini bacaklarına dayayıp elleriyle yüzünü kapattı. Gözyaşlarını tutamıyordu şu an, o yüzden ıslanmıştı yüzü fazlasıyla. Gün içinde olan şeylerle ilgili  kabus görmekten nefret ediyordu, bu durumda daha çok nefret etmişti.

Sesini tutmaya dayanamayacak raddeye geldiğinde yavaşça odadan çıktı. Biraz hava alsa iyi olacaktı.

Kapının önüne çıktığında biraz daha ilerleyip boş banka oturdu. Hâlâ nefes alamıyor gibi hissediyordu. Henüz sadece ihtimal olan şey onu daha şimdiden mahvediyordu.

"Ölmez ki.." diye mırıldandı kendi kendine. "Ölmez, bırakmaz beni."

Soğuk olduğundan ve ağladığından dolayı iyice üşümüş, hâliyle titremeye de başlamıştı ama şu an o basık odada olmaktan daha iyi geliyordu burada olmak. 

Bir süre sonra Tadashi'nin annesi uyanıp onu göremeyince endişelenip aramıştı hemen. Bahçede olduğunu öğrenince de yanına gitmek için kalkmış, Tadashi'yi kontrol ettikten sonra odadan çıkmıştı. 

Kei çıkalı bayağı olmuştu, hatta hava aydınlanmaya başlamıştı. Ağlaması yapısı gereği çok sürmese de hâlâ oldukça kötüydü. Bu hâlini kadının görmesini istemese de itiraz edememişti gelmesine. Hem belki yalnız kalmaktan daha iyi olacaktı.

"Montunu giymemişsin, hasta olacaksın." diye mırıldanmıştı kadın çocuğun yanına yaklaştığı an. "Ne zamandan beri buradasın?"

"Bilmiyorum. Çok olmadı."

"Çay ya da kahve almamı ister misin? İçin ısınır."

"Gerek yok, teşekkürler."

Kadın başını sallayıp bankın boş kısmına oturduktan sonra çocuğu süzdü birkaç saniye. Bunun üzerine Kei sessiz kalmanın garip olacağını düşünerek konuştu. "Neden uyandınız?"

"Zaten pek iyi uyuyamıyordum, gözlerimi açtıktan sonra tekrar yatmak için zorlayamadım kendimi. Ya sen?"

"Kabus gördüm."

Kadın bunun Tadashi'yle alakalı bir kabus olduğunu düşünüp elini çocuğun bacağına koydu destek olmak adına. "İyi misin?"

"Sanırım." Cevabından sonra birkaç saniye bekledi. "Gerçi, sizin yanınızda iyi olmadığımdan yakınamam zaten."

Bu cümleden sonra sessizlik oluştuğunda Kei yüzünü sıvazlayıp tekrar konuştu. "En kötüsünü düşünmeyi bırakmalıyız."

Kadın gözlerine dolan yaşları eliyle silerken hafifçe gülümseyip başını salladı. "Sadece bir ihtimal olan şeyi bu kadar büyütmememiz lazım."

"Hem Tadashi hisseder garip davranırsak, en önemlisi onun korkmayıp umutlu olması."

"Evet, haklısın." dedikten sonra geriye yaslanıp mırıldandı kadın. "Zaten hiçbir şey olmayacak."

.

"Tanrım! Daha ne kadar sürecek bu?" derken başını elindeki kovadan kaldırıp ağzını peçeteyle silmişti Tadashi. Mide bulantısı önceden de oluyordu ara sıra ama kusması yeni başlamıştı ve bu sabahtan beri üçüncüydü. Sadece bu olsa ona da razı olacaktı ama bir sürü şey vardı bununla birlikte.

Kei'nin uzattığı suyu aldıktan sonra başını çevirmişti istemsizce. Onların önünde kusuyor olmaktan aşırı rahatsızlık duysa da odadan çıkmalarını söyleyemiyordu.

"İyi misin? Hemşire çağıralım mı?"

"Gerek yok, sadece biraz boğazım acımaya başladı."

Kei başını sallarken annesi araya girmişti. "Doktor çok sürmeyeceğini söyledi."

"Yoksa delireceğim artık. Hepsi üst üste olduğu için dayanamıyorum."

"Daha bir gün oldu, ilaçlar etki etmeye başlayacaktır biraz dayan olur mu?"

Tadashi sadece "Hm hm." diye karşılık verip gözlerini kapattı birkaç saniye ve tekrar mırıldandı. "Çok yorgunum."

"Uyu canım."

"Ama Tsukki benimle kalmak için okula gitmedi." derken utanmış bir ifadeyle çocuğa bakmıştı. "Uyursam olmaz ki."

"Tadashi saçmalama, uyuyacaksın tabii ki. Ben yanında olmak istediğim için buradayım, benimle ilgilen diye değil."

"Peki o zaman.." 

O tekrardan gözünü kapatırken kadın ayağa kalkıp ateşi var mı diye kontrol ettikten sonra "İyi uykular." diye mırıldanmıştı titrek sesiyle. Tadashi bunu fark ettiğinde kötü hissetmekten alıkoyamadı kendini. Hasta olduğu için annesi bu kadar üzülüyordu, onu üzmeyi hiç istemese de buna neden olduğu için içten içe kızmıştı kendine. 



saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now