❄️

299 33 54
                                    

Tadashi gözünü açtığı an hissettiği baş ağrısıyla yüzünü buruştururken hafifçe gerindi ve sesli bir nefes verdi istemsizce. Başı, boğazı, vücudu, her yeri ağrıyordu. Yine üşüyordu biraz ama buna rağmen çok terliydi. Duşa girmek istese de tek başına yapamazdı, Kei'nin uyanmasını ya da annesinin gelmesini beklemek zorundaydı. Annesini tercih ederdi tabii, çünkü Kei'nin onu bu şekilde görmesini istemiyordu. Evet önceden de ona hasta olduğu için duş aldırıp bakmıştı ama şimdiki durum çok daha farklı hissettiriyordu. Belki de kendini acınası hissettiğindendi bu.

Gece sık sık uyanmıştı, öksürdüğünden dolayı Kei de uyanmıştı hâliyle. Onun uyumasını böyle engellemiş olmak kötü hissettiriyordu. Keşke kendi kendine, kimseyi rahatsız etmeden geçirebilseydi.

Vücudunun biraz da yatmaktan dolayı ağrıdığını bildiği için kendini zorlayarak doğruldu ve bacaklarını yataktan sarkıttı. Komidinin üzerindeki ıslak mendil paketinden bir tane çıkarıp yüzünü sildikten sonra da ayağa kalktı ses çıkarmamaya çalışarak. Sessiz olduğu sürece Kei'yi uyandırmazdı, öksürmediği sürece de ses çıkarmayacaktı; o yüzden odada biraz adımlamakta sorun görmemişti.

Oda zaten çok büyük olmadığından birkaç adımda Kei'nin karşısına gelmiş, gözlerini çocuğun yüzüne dikmişti. Kendisi daha uykucu olduğundan dolayı Kei'yi çok fazla uyurken göremiyordu, bu yüzden de gördüğünde kaçırmak istemiyordu. Yüzündeki masum ifadeyi seviyordu. İnsanların içindeyken ya kaşları çatık olur ya somurturdu farkında bile olmadan. Tadashi'nin yanındayken öyle olmuyordu tabii, mutlu ve huzurlu olduğu her hâlinden de belli oluyordu zaten. Ama uyurken bir farklıydı sanki, ya da belki Tadashi'ye öyle geliyordu.

Gülümsediğini fark ettiğinde tek eliyle yüzünü kapattı ve gülmesi kısık bir nefes sesiyle belli etti kendini. Böyle ayakta dikilmiş onu izlemesi komiğine gitmişti bir anlığına. Düşündüğünde zaten hep gülüyordu farkında olmadan. Kei'ye bu kadar aşık olabilmesi çok garip olduğu için bir yandan komiğine gidiyordu.

Ona ne zaman böylesine aşık olduğunu bilmiyordu. Zaten fark edeli çok uzun zaman olmamıştı, bunun aşk olduğunu anladığındaysa aslında içinde çok uzun zamandır olduğunu fark etmişti. Sadece aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmediğinden ve böyle bir ihtimal aklına bile gelmediğinden dolayı hep normal bir arkadaşlık duygusu olduğunu sanmıştı. Yakın arkadaş oldukları için de hiç garipseyip üstüne düşmemişti işte.  

Düşüncelere dalacakken kendini burada durdurması gerektiğini düşünerek ses çıkarmadan pencerenin önüne ilerledi. Orada durup da çocuğa bakarak düşünmeye başlasa o uyanana kadar ayakta kalma olasılığı vardı. Ayrıca düşüncelerinin onu ağlatacağını biliyordu, o yüzden istemiyordu onların aklını doldurmasını. 

Biraz gökyüzünde, biraz yürüyen insanlarda gezdirdi bakışlarını. Sıkılmıştı, bu hastanede kalmaktan ve hiçbir şey yapamamaktan çok sıkılmıştı. Kei ve annesi sayesinde biraz daha katlanılır olsa da baktığında gerçekten zamanının çoğunu yatarak geçiriyor olmaktan bayağı rahatsızdı. Yatmasının dışında ya bir şeyler izliyor ya kitap okuyor ya da bahçeye iniyordu ama bunların hepsi gerçekten çok sıkıcı geliyordu.

'En azından Tsukki var.' diye geçirdi içinden bunalma hissinin azalmasını istediği için. Okula gitmemesine başta kızsa ve kendisi yüzünden olduğu için kötü hissetse de sonra bunun gerçekten Kei için çok da önemli olmadığını kabullenip dert etmeyi bırakmıştı. Hatta seviniyordu, çünkü o olmasa gerçekten çok daha yalnız hissedecekti. Evet annesi buradaydı ama annesiyle Kei çok farklı insanlardı onun için, ikisinin de çok ayrı bir yeri vardı hayatında. İkisi de olmadan yapamazdı.

saudade || TsukiYamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin