❄️

189 21 155
                                    

Sabahın ilk ışıklarının gözüne vurmasıyla kıpırdanarak gözlerini hafifçe açtı Tadashi. Yeni uyanmış olmasına rağmen yorgunluktan ölecek gibi hissediyordu. Yanındaki bedene iyice sokuldu ve gözlerini tekrar kapattı. Üşüyordu, Kei'nin vücudu da onu ısıtacak kadar sıcak değildi ama yine de huzurlu hissettiği için daha da sarınmak istiyordu onun tarafından. 

Uyuyamadığı için istemsizce düşünmeye başlamasıyla gözyaşlarının süzülmesi bir olmuştu. Öleceği gerçeği yüzüne böyle çarparken ağlamayıp da ne yapabilirdi ki zaten.

Ses çıkarmamaya çalışsa da vücudu hareket ediyordu o farkında bile olmadan. Çocuğu uyandırmak istemiyordu, ağladığını görse çok üzüleceğini biliyordu ve onu yeterince üzdüğü için bir de bunu görmesini istemiyordu. Kendini zorla susturmayı denedi bir süre ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Neyse ki Kei hâlâ uyanmamıştı.

Dakikalar geçmişti Tadashi sessiz sessiz ağlarken. Sonunda bir şekilde uyuyakalmış, onun uyumasından yaklaşık 10 dakika sonra annesi kalkıp birbirine sarılmış hâlde uyuyan ikiliyi izlemişti birkaç dakika. Kei de zayıf bir çocuktu ama Tadashi buna rağmen kolları arasında yok oluyor gibi görünüyordu bu hâliyle.

Yine ağlamaya başlayınca hava almasının iyi olacağını düşünerek odadan çıkmıştı kadın. Akiteru'yu arayacaktı nerede olduğunu bilmediği için ama sonra saatin çok erken olduğunu fark ederek bundan vazgeçti. Tek başına biraz dolaşacaktı.

Onun çıkmasından yarım saat sonra da Kei uyanmış, kolları arasındaki çocuğun kokusunu içine çekerek huzurlu birkaç dakika geçirmişti kötü düşüncelerine yenik düşmeden önce. Buna zaman da kalmamıştı çünkü Akiteru gelmişti.

"Günaydın." diye fısıldadı adam Tadashi'nin uyuduğunu fark edince. Kei koltukta kıvrılacağını söylese de şu an yatakta olduğu için Akiteru bir an şaşırsa da bir şey demedi. Başka zaman olsa Kei'ye kızardı kendini hastalık kapmakla tehlikeye attığı için ama şu an bu tür bir şeyin sırası olduğunu düşünmemişti.

"Günaydın."

"Yamaguchi-kun nerede?" dediğinde Kei başını olabildiğince çevirerek göz ucuyla koltuğa baktı. "Bilmem, çıkarken uyuyordum."

"Bir arayayım."

"Gelsin de çıkış işlemlerini halletsin. Sonra gidelim."

Başını sallayıp telefonuna döndüğünde Kei de sevgilisine bakmıştı tekrardan. Kirpikleri kırpışıyordu, ya rüya görüyordu ya uyanmak üzereydi. Birkaç saniye içinde vücudu da kıpırdanmaya başladığında hafifçe geri çekildi Kei ve çocuğun gerinmesine izin verdi. Sonrasında hemen göz göze gelmeleriyle gülümseyip "Günaydın." diye mırıldandı.

"Günaydın. Saat kaç?"

"Bilmiyorum, bakmadım." 

Tadashi doğrulurken arkaya doğru kayıp sırtını yaslamış, Akiteru'yu görünce dip dibe yattıklarından utanıp gözlerini kaçırmıştı.

"Geliyormuş, biraz hava almaya çıkmış."

"Tamam. Biz toplanalım mı o zaman?"

"Toplanın."

Kei yataktan yavaşça kalktığında Tadashi örtüyü biraz daha üstüne çekip esnemişti seslice. Kalkıp Kei'ye yardım etmek istese de bunun için fazla halsiz hissediyordu. Yine de kendini zorlayarak ayaklarını sarkıttı ve tutunarak ayağa kalktı.

"Niye kalkıyorsun?"

"Yardım etmek için."

"Gerek yok, hallederim ben."

saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now