❄️

265 37 43
                                    

"Böyle bir anda çıkınca üşüdüm." diye mırıldandı Tadashi, ama kötü anlamda söylemediği yüzündeki gülümsemenin durmasından belliydi. "Odada camları açsak dâhi böyle hava alamıyordum."

"Her gün çıkabilirsin bence, hem iyi gelir."

"Bence de."

Hastanede olmalarına rağmen insanların maskeli bir insan görmelerine şaşırmalarından dolayı üzerlerindeki bakışlar eşliğinde inmişlerdi buraya ve şimdi de çok farklı değildi. Özellikle küçük çocuklar gözlerini dikip baktıklarında Tadashi el sallıyordu garipsememeleri için.

Boş bir banka oturduklarında Kei istemese de çocuğun kolundan çıktı ve arkasına yaslandı. "Maskeni açsana."

Tadashi birkaç saniye kararsız kalsa da bunu yapmayı zaten istediği için çenesinin altına indirdi maskeyi. Yanakları kızarmıştı yine, Kei yüzüne bakmaktan alıkoyamadı kendini. Kızardığında -ki aslında bir süredir sık sık kızarıyordu- çok tatlı görünüyordu ve Kei bu görüntüye her zaman hayran kaldığını hissediyordu.

"Bir şey mi oldu?" Kei'nin bakışlarından yüzünden utanarak sormuştu Tadashi. Bunu böyle fark ettirdiği için Kei de utanmıştı.

"Dalmışım afedersin."

"Dalgınsın. Benim için endişelendiğinden dolayı mı?"

"Ha-hayır. Dalgın değilim sana öyle gelmiştir."

Tadashi onun bu cevabına gülümseyip hasta olduğunu unutarak başını çocuğun omzuna yasladı ve duymamış gibi yaparak devam etti konuşmasına. "Sadece biraz hastayım, endişelenmeni gerektiren bir şey yok. Çok geçmeden çıkacağım buradan."

Kei dudağını dişlerken sesini sabit tutarak "Endişelenmiyorum dedim Tadashi. Biliyorum bir şey olmadığını ve çıkacağını."

"O zaman güzel." deyip kıkırdadığında Kei istemsizce dudağını daha sert ısırıp kanamasına neden olmuştu bir anda. Gözlerinin dolmasını engellemek için kendini böyle oyalamalıydı ama abartmıştı istemsizce.

"Tanrım! Çok yaklaştım." diye sızlanarak başını kaldırdı ve dirseklerini bacaklarına dayadı Tadashi. "Şimdiye kadar bir şey olmamış olsa da hâlâ hasta olma ihtimalinden korkuyorum."

"Olsam bile hemen müdahale ederiz, çabucak da geçer."

"Kei hastalık bu. Herkeste aynı olmayabilir, bu kadar kolaymış gibi söylemesene. Hem ben senin bu kadar üşümeni, ağrı çekmeni ve kusmanı falan istemem."

Dediği şeyler yüzünden kötü hissetmişti Kei. Tadashi'nin bunlar yüzünden ne kadar zorlandığını bilse de kolay bir şeymiş gibi konuşması çok kabaca olmuştu.

"Üzgünüm, öyle demek istemedim."

"Biliyorum, kızmadım merak etme." Kızmadığını biliyordu. Tadashi ona kızmazdı zaten hiç, direkt sinirlenmezdi daha doğrusu.

"Sen boşver onu. Çok üşümedin değil mi?"

"Hayır iyiyim."

Çocuğun cevabını aldıktan sonra cebinden kulaklığını çıkardı. "O zaman biraz müzik dinleyelim."

.

Akşam olmuştu ve bu sefer eve gitmek zorunda kalmıştı Kei. Yarın gece kalacaktı, bugün yıkanmak zorunda olduğu için gitmişti. Tadashi'nin yanından ayrılmak istemiyordu hiç.

O gittiğinde Tadashi biraz uyumuştu ama ateşi yine yükseldiği için fazlasıyla üşüyerek uyanmıştı. Duş alıp -annesinin yardımıyla- ilaçlarını aldıktan sonra da geri yattı ama bu sefer uyuyamamıştı. Koltukta uzanan annesine baktı ve "Uyuyor musun?" diye mırıldandı. Bunun üzerine annesi hemen ona dönerek "Hayır canım. Bir şey mi istiyorsun?" diye sormuştu.

"Hayır hayır. Sadece uyuyamadım da."

"Ağrın falan mı var? Hemşire çağırmamı ister misin?"

Kadının endişeli konuşmasıyla sorduğu için kötü hissetmişti Tadashi. "İyiyim. Sadece uyku tutmadı. Sıkıldım biraz da."

"Sohbet etmek ister misin? Başka ne yapabiliriz bilmiyorum."

"Sen uyuyacaksan uyu."

"Ben de uyuyamadım."

"Peki o zaman."

Kısa bir sessizlikten sonra ilk konuşan yine Tadashi olmuştu. "Yarın gece eve git."

"Hayır, yanında kalacağım tabii ki."

"Ama burada doğru düzgün dinlenemiyorsun. İşe gitmiyorsun ama yine bilgisayarından çalışıyorsun, bari geceleri güzelce bir uyku çek."

"Seni yalnız bırakamam burada. Ya çok ateşlenirsen ya da çok kusarsan?"

"Hemşire zaten gece kontrol için geliyor."

"Gelmediği sırada olabilir. Yalnız kalmaman lazım."

"Ama kötü hissediyorum seni bu kadar yorduğum için." derken başını eğdi Tadashi. Babası olmadığından dolayı kadın tek başına bakıyordu ona ve çoğu zaman fazladan mesai yapıyordu Tadashi'yi paradan yana hiçbir sıkıntıya sokmamak için. Kendisi büyürken ailesinin maddi durumundan dolayı pek imkanı olmamıştı çoğu şeye, oğlu için daha iyisi olsun istiyordu bu yüzden. Tadashi de bunun farkındaydı ve kötü hissetmeden duramıyordu. Özellikle çok geç geldiği akşamlar hep onunla ilgileniyordu dinlenebilsin diye.

"Tadashi, sen benim oğlumsun. Seninle ilgilenmek, sana bakmak benim görevim. Ki ben bunu zaten bir görev olarak gördüğüm için yapmıyorum tabii ki. Sana en iyisini verebilmek istiyorum."

"Hep fazladan çalışmana gerek yok ki. İlla çok paramız olmasa da olur."

"Lütfen bunu düşünme." derken ayağa kalktı ve yatağın yanındaki sandalyeye oturup çocuğun elini tuttu. "Ben hâlimden şikayetçi değilim, sen de üzülme sakın."

"Peki.."


Daha güzel bölümler gelecek söz habsjabs

saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now