❄️

246 29 66
                                    

"Sanırım bir haftalık rapor alacağım."

"Ne? Neden?"

"Sence?"

"Tsukki saçmalama."

"Bir hafta gitmemekten bir şey kaybetmem."

"Ama sırf benim için okula bu kadar gitmezlik yapamazsın."

"Tadashi, senin için yapmayacağım da kimin için yapacağım?"

Tadashi bu cümleyle utandığını hissederken dudağını dişledi. "Ama yine de yapmaman lazım."

"Emin ol okul bana bir şey katmıyor şu an."

"Neden öyle dedin ki?"

"İki nedeni var. Birincisi, zaten konuları önceden çalıştığım için biliyorum. İkincisi, aklım çoğu zaman sende kalıyor. O yüzden tamamen gereksiz gitmem."

"İkna edemeyeceğim, değil mi?"

"İkna etmen için bir neden yok. Benimle olmak istemez misin?"

Soruş şeklinde sitem eder gibi bir ifade yoktu, isteyeceğini bilerek sormuştu zaten. Ayrıca bunu yaptığında Tadashi'nin gözlerini kaçırıp cevap vereceğini bildiği için yapmıştı çünkü onu öyle yaptığında görmeyi çok seviyordu.

"İsterim tabii ki."

"O zaman sorun yok. Şimdi.." Ayağa kalkıp hırkasını eline aldı. "Kahve almaya iniyorum, sen de istiyor musun?"

"Olur."

"Tamam." 

Kei odadan çıktığında Tadashi sesli bir nefes vererek olduğu yerde kayıp yatar pozisyona geldi. Onu burada tutarak yormayı gerçekten istemese de itiraz etmesi bir işe yaramıyordu. Aslında, içten içe buna seviniyordu da. Her dakikasını annesi ve onuna geçirmek istiyordu. Ölme ihtimalini öğrendiği andan beri dışarıya yansıtmadığı korkuyla yanıp tutuşuyor, bir dakika bile yalnız kalmaktan nefret ediyordu.

İlk başta aklına böyle bir şey gelmese de kötüleştiği her an aklına teker teker kazınmış, onu hastalığını araştırmaya itmişti. Okuduğu şeylerde de ölüm riskini gördüğünde kendiyle bağdaştırmıştı hemen. Kendisininki ilerlemiş hâlde geldikleri için tedavisinin normal hastalardan uzun sürmesi olasıydı ama bu ilerleme onu iyileşmeyecek hâle getirmiş de olabilirdi. Buna karşı kesin bir şey olmasa da doğal olarak çok korkmuştu çocuk. Bu korkusunu da dün sadece Kei'ye yansıtmıştı. Gerçi, onda bile belli etmemişti ne kadar korktuğunu.

Gözyaşları bir anda yanaklarından süzülmeye başladığında yorganı başının üstüne doğru çekti. Sadece aklına gelmesi bile ağlamasına neden olurken bunu belli etmemek çok zordu. O yüzden tek kaldığı ya da lavaboya gittiği anları kullanıyordu ağlamak için. 

"Ölmek istemiyorum." diye mırıldandı çatallaşan sesiyle. Ölmek istemiyordu, uzun yıllar daha Kei ve annesiyle olmak istiyordu. Planını yaptıkları, hayalini kurdukları her şeyi gerçekleştirebilmek; onlarla zaman geçirmeye devam etmek istiyordu. 

Aklına gelen bir anıyla nefesi kesilir gibi olurken elleriyle yüzünü kapattı refleks olarak. Küçükken, tanışmalarından birkaç ay sonra Kei'yle gece dışarı çıkmışlardı kimsenin haberi olmadan. Bu ikisinin de ailesinden habersiz yaptığı ilk şeydi ve çok korkutucu gelmişti iki çocuk için. Buna rağmen yürümeye devam ettiklerinde bir ses duymuşlardı ve bir anda el ele tutuşup birbirlerine yakınlaşmışlardı sanki bu onları ne olursa olsun koruyacakmış gibi. Sonra Kei eve dönmeleri gerektiğini söyleyince Tadashi zaten korktuğundan dolayı itiraz edememiş ve geri dönmeye başlamışlardı fakat duydukları ses gittikçe yaklaşıyor gibiydi. Sarhoş bir adamdı bu, Kei bunu Tadashi'den önce anlayıp onu en yakınlarındaki eve doğru çekiştirmişti ve oradaki çalıların arkasına saklanmışlardı. Tadashi korkudan ağlayacak gibi olduğundaysa sıkıca sarılmıştı ona. O an dediği şeyi hâlâ duyabiliyordu Tadashi. "Korkma, o adam gelirse ben seni koruyacağım." demişti kendisi de korkuyor olmasına rağmen. Yine de hiç korkmuyor gibi emin bir sesle söylemişti çünkü gerçekten ne kadar korksa da Tadashi'yi koruyabileceğinden emindi.

saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now