❄️

238 35 9
                                    

"Kahve alacağım, sana da sıcak bir şeyler almamı ister misin?"

"Kahve alma, uykunu kaçıracak."

"Bir şey olmaz."

"Olur. En azından doğru düzgün uyu."

"Tadashi ben bebek değilim ya hani, belki de bir şeyleri yapmamda sakınca yoktur değil mi?"

"Bebek değilsin ama.." Utanarak başını çevirdi. "İçme işte." 

"Peki. Çay alayım o zaman, üşüdüm biraz." diyerek karar değiştirdi Kei Tadashi'nin bu tatlı hareketine dayanamayarak.

"Tamam. Bana da al." 

"Alırım."

Kei odadan ayrılırken Tadashi arkasından bakıp iç çekmişti. Kimsenin onun yüzünden burada sürünmesini istemese de dediklerinin pek bir geçerliliği yoktu belli ki. 

Doğrusu, annesinin ve Kei'nin yanında olmasını seviyordu o yüzden içten içe bunu istiyordu da. Annesini zaten çok fazla göremediğinden dolayı çok özlüyordu, Kei'yi ise çok sevdiği için yanında olsun istiyordu. Onunlayken güvende ve huzurlu hissediyordu ama onunla olmayı istemesinin en büyük nedeni ona olan sevgisiydi. 

Çocuk henüz gelmemişken tekrar kusmuştu midesinin bir anda fazla bulanmasıyla. Bu sefer hemşireyi çağırmak istemediğinden dolayı da yataktan kalkıp lavaboya ilerlemişti kovasını temizlemek için. İçeri girdiğinde tek elini kullanmaya dikkat ederek kovayı temizlemeye çalıştı elinden geldiğince. 

"Oldu sanırım." diye mırıldandıktan sonra oradan çıkıp yatağına ilerledi yine. Arada çok az bir mesafe olmasına rağmen oradan oraya geçerken ayağı takılmış, düşüp bacağını acıtmıştı.

"Of, yürüyemiyorum bile!"

Ayağa kalktıktan sonra kovayı yere koyup yatağına oturdu. Tam uzanacakken Kei içeri girip onu görmüş ve elindekileri koyarken konuşmuştu. "Neden kalktın? Lavaboya mı gideceksin?"

"Gittim."

"Halledebildin değil mi? Serum şeyiyle zor olmuştur."

"Elden ayaktan düşmedim, sorun yok." derken hafifçe güldü Tadashi. Şaka yaptığından ve eğlendiğinden dolayı değildi, sadece biraz siniri bozuktu sanki.

"Koltukta oturacağım, yatakta yiyip içmek çok zor."

"Tamam gel."

Oturduklarında Kei çok az kalmış keki ve böreği de ortaya koymuştu. "Akşam çok yiyemedin, bunu yiyebilirsin belki."

"Yerim." derken eline almıştı bile. Akşam yemeği saatinde midesi aşırı kötü olduğu için yiyememişti doğru düzgün ve söylemese de çok aç hissediyordu.

"Çayını içtikten sonra uyu, olur mu?"

"Uyurum." 

"Söz mü?"

"Deneyeceğim."

"Eğer bana bakman gerektiğini düşündüğün içinse kızacağım. Hemşire geliyor zaten, buna gerek yok."

"Yine de kontrol ederim diye düşünmüştüm."

"Gerek yok, gerçekten."

"Peki.."

Yine sessiz kaldıklarında Kei sorup sormamak arasında kaldığı soruyu sormuştu mırıldanarak.

"Yarın gelirken şu turuncu saçlıyı getirmemi ister misin?"

"Ha? Neden sordun böyle?"

"Onunla çok eğlenmiştin. Gerçi yorulmuştun da ama eğlenmiştin yine de."

"O istediğinde gelir ziyarete, onun dışında özel olarak çağırmama gerek yok. Ben seninle de eğleniyorum." demesiyle Kei istemsizce gülümsedi. "Buna sevindim."

"Bunu zaten bilmiyor muydun?"

"Daha önce düşünmemiştim ama dün o çocukla öyle eğlendiğini söyleyince sorguladım fark etmeden."

"Saçmalama. Bu üstüne düşünmen gereken bir şey bile değil."

Kei sessiz kalırken Tadashi çayından bir yudum daha alıp kekin bir kısmını geri bıraktı. "Daha yiyemeyeceğim."

"Miden için bir şey veremiyorlar mı ya? Böyle yemezsen olmaz ki."

"Verdikleri şeylerde illaki vardır bir şeyler. Biraz dayanmam lazım, geçecek eninde sonunda." dediğinde çocuk sertçe yutkunmuştu. Geçmeme ihtimali aklında dolanıyordu ama bunu Tadashi'ye belli etmemesi gerektiği için ifadesini sabit tutmaya çalıştı.

"O zaman bari çayını bitir de yatağa geç."

"Tamaam."

Çaylarını sessizce içmelerinin ardından Tadashi yatağına geçmeden önce Kei'yi zorla yatırıp üstünü örterek kalkmaması için tembihlemiş ve yatağına geçmişti. Kei onu görebileceği şekilde yattığı için her hareketini dikkatle izliyordu ve bu sayede çocuğun ne kadar yavaş davrandığını da anlayabiliyordu. Yorgunluktan dolayı olmalıydı.

Çocuk yatağa girdikten sonra arkadaşına bakıp gülümsedi. "İyi geceler Tsukki."

"İyi geceler."


Yarım saate yakın bir süre geçmişti. Tadashi uyumuştu çok sürmeden ama Kei hâlâ dalamamıştı. Sessizce kalkıp yatağa yaklaştı ve sandalyeye oturdu yine. Tadashi'nin fotoğrafını çekip annesine gönderecekti merak etmesin diye.

Fotoğrafı çektikten sonra tek dirseğini duvarın çıkıntısına koyup yanağını eline yasladı ve gözlerini uyuyan çocuğa dikti. Onu bir süredir böyle izleyememişti.

Birkaç günde gözaltları daha çok koyulaşmıştı sanki. Uyurken bile yorgun görünüyordu, dışarıdan bakan biri hasta olduğunu kolaylıkla söyleyebilirdi. Saçlarının bir kısmı büyük ihtimalle terden dolayı alnına yapışmıştı ama yine de hiç terlememiş gibi çok güzel kokuyordu, Kei çok yakınında olmadan bile alabiliyordu şampuanının kokusunu. 

Yanakları hafif kızarıktı, çillerinin bir kısmı pek belli olmuyordu bu yüzden. Tadashi onlardan rahatsız olsa da Kei çok severdi. Tanıştıkları ilk gün de ilgisini çekmişti iyi yönde ama bunu Tadashi'ye söylememişti bir süre. Onları sevmediğini öğrendiğinde söylemişti ilk kez.

Çocuk kıpırdandığında Kei istemsizce nefesini tuttu. Uyanmasını istemiyordu, düzgün bir uyku çekmeliydi. Yeterince dinlenmemesi iyileşmesini zorlaştırırdı hem.

Derin bir nefes aldı çocuk hareket etmeyi kesince. Kabus mu görüyor diye düşünmeden edememişti ilk başta ama sonra Tadashi'nin uyurken hep hareket ettiğini hatırlamış ve gülümsemişti fark etmeden. Onunla ilgili bir sürü detay biliyordu ve aklında böyle şeylerin dolu olmasını seviyordu. Tadashi'yle alakalı her şeyi seviyordu zaten.

"Çabucak iyileş Tadashi." diye fısıldadı çocuğa bakmaya devam ederken. "Çabucak iyileş ve o aptal ihtimali yen."

Biraz daha öyle durmasının ardından göz kapakları iyice ağırlaştığı için koltuğa geçmişti. Zaten erken kalkacağı için artık uyuması gerektiğinin farkındaydı. Her ne kadar uyumayıp Tadashi'yi izlemek ve kontrol etmek istese de bunu yaparsa Tadashi'nin fark etme ihtimali çok yüksekti. 

Onun uyumasından biraz sonra hemşire kontrol için içeri girip Tadashi'nin ateşini ölçmüş ve serumunu değiştirip çıkmıştı. Tadashi bu yüzden uyanır gibi olsa da birkaç mırıltıdan sonra derin uykusuna geri dönmüştü.


Son bir buçuk haftadır falan hiç bölüm yazmadım ama iki tane atmak istedim:)


saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now