Jimin, sorunlu aile hayatıyla uğraşmaktan çok yorulmuştu. Üstelik homofobik bir anneyle yaşamak onu sandığından fazla zorluyor, kendini her seferinde buz pistine atarken buluyordu.
Ama bilmiyordu. Kafasını dağıtmak için konserde karşılaştığı, ona as...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Park Jimin
Sabah uyandığımda telefonumda gördüğüm bildirim beni tedirgin etmişti. Taehyung kolay kolay hiçbir buluşmamızı iptal etmezdi. İşin içinde ben varsam hele, asla yapmazdı bunu. Fakat şimdi telefonumda ki mesajla bakışıyordum. Bir şeyler olmuştu ve benim sevgilimin canı yanıyordu.
Hissediyordum.
Güzelim, kahvaltı için verdiğim sözü tutamayacağım. Söz veriyorum yerine daha güzellerini yapacağız. Seni seviyorum. 03:19
Taehyung önemli değil ama bir şey mi oldu? Bana anlat lütfen. Ya da evdeysen söyle yanına geleyim. 07:16
Mesajı gönderdikten sonra biraz görmesini bekledim. Ümidimi kesip telefonu kapatıp yataktan kalktım. Ev yine boştu ve amcam yine Jin'de kalmıştı. O ikisinin ilişkisi o kadar gizli saklı gidiyordu ki bazen öpüştüklerine bile inanmıyordum. Gerçi Jin amcamı ellemekten oldukça zevk alıyor ve bunu her köşede yapıyordu. Amcam biraz odundu sanırım.
Banyoya girip aynada ki tipimi süzdükten sonra soğuk suyla yüzümü yıkadım. Aklım hala Taehyung'daydı. En son annesine gideceğini söylemişti. Acaba onlara mı bir şey olmuştu? Yun iyi miydi?
İçimde filizlenen korku tohumlarıyla ellerimi kuruladım. Banyodan çıkıp yatağın üstünde ki telefonumu aldım ve hızla rehberden Taehyung'un ismini buldum.
