|Küçük Sarışın|

436 35 25
                                    

Smut içerir. Finale çok yakınız...iyi okumalar...










Gün geçtikçe Jimin ve Taehyung kendilerini toparlamışlardı. Jimin yavaş yavaş ısınma hareketleriyle beraber kareografisine çalışırken, Taehyung'da kendini yormadan şirkete gidip geliyordu. Hayatları düzene girmiş gibiydi. Şuan ise tek stresleri yaklaşan olimpiyat curcunasıydı. Taehyung onun kendine zarar vermesini istemiyordu fakat kazanmasını, mutlu olmasını da istiyordu. Bu yüzden antrenmanlarına ve onu çoğu zaman yalnız bırakmasına kızmıyordu.

Evet, Jimin Taehyung'u çok boşlamıştı. Birbirlerini sadece yatakta uyurken gördükleri günler oluyordu. Jimin kocasını ihmal ettiğinin farkındaydı ve bu yüzden bugün ona bir sürpriz yapacaktı.

Taehyung bugün onu antrenmana gidecek ve geç saatte gelecek diye biliyordu. Fakat Jimin pazartesi günün kocasına ayırmıştı. O şirkete gittikten sonra eve geri girmiş ve akşam için hazırlanmaya başlamıştı.

'Banyoda ki küveti hazırla küçük sarışın...'

Yüzünde ki sinsi bir gülüşle yatak odalarına girdi. Bugün ayların yorgunluğunu ikisinin de üstünden atacaktı. Buna ihtiyaçları vardı. Çekmeceyi açtığında bir gün belki kullanırım diye köşeye sıkıştırdığı beyaz geceliği ile göz göze geldi.

''Demek ki gün, bu günmüş.''

-

''Küçük Jeon çok sağlıklı görünüyor Bayan Jeon.'' Genç doktor gülücük saçan gözleriyle ultrasona bakıyordu. Junghoo eğilerek bebeğini biraz daha net görmeye çalıştı. Her geldiklerinde biraz daha büyüyordu ve bunu fark etmek içinde farklı şeyler filizlendiriyordu.

''Cinsiyeti belli mi peki?'' Dedi Yun merakla. Genç doktor dudaklarını birbirine bastırıp biraz daha dikkatli baktı ekrana.

''Kesin bir şey henüz söyleyemem ama şimdilik erkek gibi duruyor.''

Çok sevinmişlerdi. Kız olsa da böyle sevinirlerdi çünkü onlar için bir önemi yoktu. Tek istekleri bebeklerini sağ salim kucaklarına alabilmekti.

Fakat Yun'un içinde bir korku vardı. Kendini besleyen, peşini bırakmayan bir korku.

Doktor odadan çıkmıştı. Junghoo karısını dikkatle sandalyesine yerleştirmiş, bacaklarına da ince bir şal yerleştirirken, yuvarlak göbeğine bir öpücük bırakmıştı.

''Junghoo...''

Junghoo sesin üzgün geldiğini anlamasıyla kaşlarını kaldırdı. ''Aşkım, ne oldu?''

''Oğlumuz olacak.''

Junghoo hala anlamamıştı. Yun erkek olacağı için üzülecek bir kadın değildi. Bu yüzden iş daha da karmaşıklaşıyordu.

''Bebeğim, anlamıyorum.''

Burda bu konuyu açmasının mantıksız olduğunu biliyordu. Ama bunu söylemezse veya içinden dökmezse bu onu daha çok mahvedecekti.

''Babanlar...Onu varis yapmaya çalışmazlar değil mi?''

Junghoo iç çekip dizlerinin üstüne eğildi ve karısının ellerini tuttu sıkı sıkı. ''Bizim çocuğumuza bizden başka kimse dokunamaz Yun. Buna izin vermeyeceğimi biliyorsun. İstediklerini düşünebilirler ama bu oğlan çocuğu Jeon'lara bir malzeme değil. Bizim çocuğumuz, bizim oğlumuz. Bunu sakın unutma.''

Bu kadardı işte. Junghoo'nun onu rahatlatması bir dakikalık bir konuşmaya bakıyordu. Cevabı ise, küçük bir gülümseme ve el tutuşuna karşılık olmuştu.

Beraber ilk önce odadan daha sonra da hastaneden çıktılar. Junghoo Yun'u dikkatlice koltuğa yerleştirdikten sonra emniyet kemerini taktı.

''Şirkete geçmeden, beni Respberry'e bırakır mısın? Abimi göreyim.'' Erkek bebek heyecanını ilk onunla paylaşmalıydı Yun. Abisinin tepkisini çok merak ediyordu. Ondan önce, nasıl bir dayı olacağını da.

Find Your Ice Spirit || VminWhere stories live. Discover now