-7-

481 51 94
                                    

Keyifli okumalar...

🌻🌙

"Birde logaritma olacak ama onu sonra beraber çalışacağız. Başka da birşey yok şimdilik"

Jeongin'in anlattığı şeyleri not alan Felix'e kısa bir bakış atıp önüme döndüm. Ders başlamak üzereydi ve Seungmin ilk dersten voleybol antrenmanlarına katılmak için yanımızdan ayrılmıştı. Haftaya turnuva vardı ve çok sık çalışıyordu bu aralar.
Yalnız oturmaya alışmıştım yani.

Oturakta biraz kayıp kaloriferin olduğu tarafa geçtim. Kollarımı sıraya yaslayıp başımı üstüne koydum ve kaloriferin sıcaklığı ile gözlerimi kapattım. En arka sırada olduğum için göze batmıyordum zaten.
Zilin çalmasıyla sınıftaki uğultu azalmış ve yerini kitap sayfalarının ve kalemlerinin sesi almıştı.
Hala aynı pozisyonda beklerken bastıran uykuyla biraz daha yayıldım oturduğum yerde. Uykunun tatlı çağrısını daha fazla yanıtsız bırakamamıştım.
Kapının açılma sesiyle sınıfta bir sessizlik olmuştu. Sanırım öğretmen gelmişti. Fakat benim ayağa kalkıp selam verecek halim yoktu. Öyle ki yanımda bir hareketlilik olmasına rağmen gözlerimi açıp bakmamıştım.

🌻🌙

"Jisung?"

Omzumu dürten bir elle uyanmış ve mızmızlanmıştım.

"Rahat bırak Bin"

Kısa bir gülüş sesi duymuştum. Yeniden omzumdan dürtünce başımı kaldırmadan söylendim.

"Changbin rahat bırakmazsan gider Felix'in poposunu ellerim"

Omzumu dürten el durmuştu ama hala gülme sesi duyuyordum. Yarı açık gözlerimle sinirle başımı masadan kaldırmış ve konuşmuştum.

"Changbin ecdanı mı sikeyim istiyorsun amına-"

Gördüğüm kişiyle sözlerim yarıda kalmış ve birkaç saniye boyunca bu anın gerçekliğini sorgulamıştım. Gerçekten şu an yanımda oturup o güzel tebessümü ile bana bakan Minho olabilir miydi?

"Seungmin beni bir ısırsana kanka, artık Minho'nun hayalini görüyorum her yerde"

Bunu söylememle kahkaha atmış ve kalbimin deli gibi atmasına neden olmuştu.

"Hassiktir sen gerçeksin!"

Bağırmamla gülüşünü durdurup başını sallamıştı.

"Ve bir de gelip yanıma mı oturdun? Lan Changbin hani gelir gelmez dövecekti- Herkes nerede?"

Boş sınıfı farkettiğimde sözüm yarıda kalmıştı.

"Konferans salonuna indiler"

Gözlerim yeniden onu bulurken kaşlarımı çattım.

"Sen niye buradasın?"

Gözlerini devirmişti.

"Hani bende öğrenciyim ya Jisung?"

Bu defa gözlerini deviren ben olmuştum.

"Ondan bahsetmiyorum neden benim yanımdasın?"

Yüzü ciddi bir ifadeye bürünmüştü.

"Seninle olmak istedim"

Tanıdık gelen cümle ile bakışlarımı kaçırdım.

"Bunu yapmak aylar sonra mı aklına geldi?"

Sıkıntıyla bir nefes verip sırada bana doğru yaklaştı. Ben onu çatık kaşlarla izlerken birden bire uzanıp ellerimi tutmuştu.
Kendimi geri çekmek istesem de buna izin vermemiş ve daha sıkı tutmuştu ellerimi.
Kalbimin atışını duymasından korkmuştum.

Lie/ Minsung Where stories live. Discover now