-14-

303 37 10
                                    

Keyifli okumalar...

🌻🌙

Sigaramın karanlığın içinde parlayan cılız ışığına kısa bir bakış atıp yeniden dudaklarımla birleştirdim zehrini. Içime çektiğim dumanını bir süre beklettim ciğerlerimde, sonra ağır ağır bıraktım dudaklarımdan.
Biten izmariti ayaklarımın altında ezip ellerimi yeniden cebime yerleştirdim. Soğuk hava gömleğimin açık kalan kısmından geçerek vücudumu ele geçirirken bu çöp kokan sokakta daha kaç dakika bekleyeceğimi düşünmeye başlamıştım.

"Minho!"

Sokağın başında bana doğru gelen bedenle sıkıntıyla bir nefes verdim.
Başlıyoruz..

"Getirdin mi?"

Yanıma ulaşır ulaşmaz başını sallamış ve ceketinin cebinden paketi çıkarmıştı. Paketi elime tutuştururken bakışları etraftaydı.

"Bu son bir daha getirmem. Beni de görmedin; tanımıyorsun"

Dediği şeyle omuz silktim. Onunla bir işim yoktu zaten.

"Ne kadar istiyorsun?"

Sokakta dolaşan tedirgin bakışları beni bulunca yüzünde sinsi bir gülüş yer edinmişti.

"200 Won yeter"

Ağzımdan histerik bir gülüş kaçarken bir elimi omuzuna yerleştirip sıkıca kavradım. Uyguladığım baskı yüzünden yüzünü buruştururken acınası yüzüne iğrenen bakışlarımla karşılık vermiştim.

"Aklın sıra beni mi kazıklamaya çalışıyorsun?"

Başını hızla iki yana sallarken yüzüme sahte bir tebessüm eklemiştim.

"Bende öyle düşünmüştüm"

Omzunu bırakıp arka cebimden elime geçen ilk parayı yüzüne fırlatmıştım.

"Şimdi siktir olup git buradan"

Sorun istediği paranın miktarı değildi. Beni hafife alıp kandırmaya çalışması sinirlerimin yerinden oynaması için yeterliydi.
Pis sokaktan koşar adımlarla uzaklaşırken etrafa kısa bir bakış atıp diğer yöne çevirdim adımlarımı.
Birkaç dakika sonra geldiğim caddeyle sinirle bir nefes vermiştim. Acele ederek yürüdüğüm yol beni buraya getirmişti. Ona aşık olduğum o sokağa..
O gün gözlerimin önünde canlanırken istemsizce tebessüm etmiştim.

*

Kafa dağıtmak için evden çıkmış ve kendimi bir gay barda bulmuştum. Içeri girip girmemekle tereddüt ederken içeriden çıkan bedenle duraksamış ve kalbimin göğüs kafesimi zorlayan ritimlerine şahit olmuştum.
Jisung mini deri eteği, beyaz cropu, bacakları ve kollarına taktığı deri kemerlerle karşımdaydı. Birkaç saniye doğru görüp görmediğimi sorgulamış ardından bana doğru koşan bedeniyle gözlerim kocaman açılmıştı.

"Yah! Seni tanıyorum. Sen şu okulda beni kurtaran kahraman çocuksun"

Baygın bakışları ve yalpayan adımları sarhoş olduğunu bağırıyordu.

"Sen çok iyi birisin biliyor musun? O çocuktan hiç kurtulamayacağım sanmıştım. Sürekli peşimdeydi. Ama sen beyaz atlı prens gibi gelip beni kurtardın... Sahi atın nerede senin?"

Sözünü tamamlar tamamlamaz etrafımda dolanmaya başlamıştı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken duyduğum şeyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

Lie/ Minsung Where stories live. Discover now